119 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dostoyevski ilk romanı "İnsancıklar" 1846 yılında kaleme almış. O dönemler için yazılmayanı yazmış. Yoksulluk sınırını dile getirirken insanlar arası sınıf farkını oluşturan kast sistemini'de etkileyici bir dille anlatmış. Temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanan uzakta akraba olan bayan Varvara Aleskeyevna ile yaşlı bay Makar Alekseyeviç'in birbirlerine yardım ederken kurdukları muhteşem dostluk çok güzeldi. Keyifli okumalar dilerim.
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Varlık Yayınları · 201662,8bin okunma
Abdestinde, namazında olan bir insanda aranan erdemler dürüstlük ve temiz vicdan ise, sahip olacağı en önemli ibadet aracı da tesbihtir. Eli tesbihli olanın doğruluğundan şüphe etmezeler bizde. Sakal da var mı, tamam. Zaten çoluğun çocuğun camiye üşüştügü şu sıralarda eli tesbihsiz kimsecik de kalmadı ya! Hele birisinin yitmeye görsün, köy köy gezer, Hacca gidip gelenleri yoklar, istedikleri fiati verir ve sonunda bir tesbih elde eder. Bir iki yıl önce alıp yürüyen tesbih sıkıntısının önüne, Hacı babaların yüklenip geldiği tesbihlerle geçilmiş oldu ama, yine de arandığı zaman kolay bulunan bir nesne değildir.
Sayfa 81
Reklam
10-15 yeni makam aracı alındı, tanesi 2 trilyon civarında. Aracın küçücük bir parçası, diyelim ki basınç merkezi arıza yaparsa, Almanya' dan getiriliyor. Kaç liradır 3 cm boyutunda bir yedek parça, basınç merkezi? 65 bin avro! İnanmayan sorsun Mercedes' e. Var mı bu ülkenin böyle bir lüksü?... Yerim sizin yönettiğiniz devleti ben... Öfkem buna işte benim. Bir yanda işsiz, yoksul, cahil insanlar; Öte yanda ülkenin çar çur edilen kaynakları, iş yapmadan oturan sürüyle insan. Sadece otursalar yine razıyım. Oturdukları yerden kaynaklarımızı yiyen, bizi dünyaya yolsuzluk ülkesi diye tanıtan insanlar...
Her yer bürokrasi, müthiş bir verimsizlik ve her yer makam aracı kaynıyor.
‘Hâl’ geçicidir; 'makâm’ ise, sabittir ve değişmezdir.
İz YayıncılıkKitabı okudu
O karşısındaki akasya ağacı, nehrin öbür tarafın­da yolumuzu gözetliyor, yarın ikindi vakti oraya gidelim. Bura­ya iki kilometreden fazla değil, çabuk varırız. Seni Madam Ca­nard'la tanıştırırım. Köşedeki sandalyelere, yanıma, tam karşı­ma oturursun, o yaşlı, dallı budaklı ağacın ardından güneşin batışını seyrederiz.
Sayfa 111 - Fecr YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.