Özgür olduğumuzda.Sen.
rüzgar ve dalgadan,tahtının üstünde,ben.
ıslak,sade topraklarımda.
İzleyeceğiz,özgürlüğün ayaklanışını.
okyanus ve kar arasında.
Valparaiso,yalnız kraliçe,
güney okyanusunun.
ıssızlığında,tek başına,
allar giymiş beyaz tende seyreyle.
sanki mor sümbüller içinde.
sanki zambaklar uğultusu ile.
sanki bir gülücük fincanından.
sanki tatlı bir fiskeyle.
attı da taşlarını.
incindi kederi dil yarasının
Ülkem,dururken.
işkenceyle lekelenmiş.
acı bir şarap presi gibi.
Küçümen tenekeci geldi.
annesi bu genç kızların,
hantal bir çiftçi,
bir ahçı,kibar bir.
kadın romancı,sıkıcı işyerine.
böcek gibi zımbalanmış.
bir delikanlı,geldiler hepsi ve kapıları.
taşıyordu gizemli bir işareti,bir kule.
gibi korunan.
bir anahtarı, yani girebilirdim.
hemen,gece,gündüz ya da ikindi.
ve girebilirdim,şöyle bir söz söylemeden;
“Kardeş, biliyorsunuz kim olduğumu,
ve inanıyorum beni beklediğinize,”
Ellerini ver bana,görüyorum onları.
Amerikan gecesinin.
hoyrat kumların üzerinde,
kendininkini seç,kendininkini,
bu el ve şu,öteki,
kavgada havaya kaldırılan,ve.
yeniden ekilmek için geri dönen
Valparaiso,seviyorum her şeyi.
bütün pırıltılarını,gelini okyanusun.
sessiz aylanın,ötesinde bile.
Seviyorum,saçtığı yabanıl ışığı.
gece denizindeki,bir denizci için,
sonra ışıltısın sen,çıplak.
ateş ve duman,limon boncukları.
bir gül biçiminde.
Korumasın seni,hiç kimse,ne de.
öfkeli bir çekişle ilerlesin.
vurmak için,sevdiğim şeye
Görüntülerden ve fısıltılardan. Oluşan denizci sesi, Bütün bunlar,gövdemi sardı. Yeni bir yeryüzü giysisi gibi, İçinde yaşarken yüksek sisin,yoksulların değerli kasabasının