Fakat Makedonya MÖ. 399'dan 359'a kadar süren bir kargaşalık döneminden sonra tahta çıkan Amintas'ın oğlu Filip II (Filippos) zamanıda (359-336) büyük bir devlet haline gelmiştir.
Sayfa 413Kitabı okudu
Filip II den Önceki Makedonya Kralları
Makedonya devleti monarşiler için karakteristik olan taht kavgaları yüzünden zaman zaman sarsılmakla beraber, yavaş fakat sürekli olarak gelişiyordu. Krallığın kurucusu olarak MÖ. 7 nci yüzyılın ilk yarısında yaşamış olduğu anlaşılan Perdikkas I gösterilmektedir. Fakat bu kraldan 6 ncı yüzyılın sonlarında hüküm sürmüş olan Amintas I e kadar gelen
Sayfa 413Kitabı okudu
Reklam
Makedonyalıların Menşeli
Yunanistan'ın kuzeyinde öteden beri Yunanlılarla ilişkilerde bulunmuş ve Yunan kültürünün az çok etkisi altında kalmış üç devlet vardı: İlliryalılarla meskun olan Epeiros, Trakya ve Makedonya. Bu üç devletten en önemlisi hiç kuşkusuz Makedonya idi. Makedonyalıların ırk bakımından Yunanlılarla mı yoksa İlliryalılar ya da Traklarla mı akraba
Sayfa 411Kitabı okudu
Bununla beraber Yunan ülkesinde "panhellenizm" akımları büsbütün sönmemişti. Bu akımı destekleyenler anarşinin acıklı taraflarını görüyor, bunları ortadan kaldırmak için Yunanistan'da bir birlik kurmak ve Pers baskısına son vermek istiyorlardı. O dönemin tanınmış politikacı ve hatiplerinden Gorgias ve İsokrates bu akımın baş temsilcisi idiler. Bunlardan en çok ikincisi Antialkidas barışından 6 yıl sonra (380) yayınladığı bir broşürde (panegirikos) Yunan şehir devletlerini birleşmeye ve Perslere karşı birleşik bir cephe kurmaya teşvik etmişti. Her şeyden önce Sparta Atina ile barışmalı ve 5 inci yüzyılda olduğu gibi Perslere karşı yapılacak harbin sevk ve idaresini üzerlerine almalıydılar. Fakat sonraki olaylardan İsokrates Yunan polislerinin bu işi kendiliklerinden başaramayacağını anlamış, ancak güçlü bir kişinin Yunanlıları birleştirip Perslere karşı sevk edeceğine inanmış, işte böylece "monarşi"ye doğru kaymıştı. Fakat Yunanlıların başına geçecek böyle bir kişi kim olabilirdi? İsokrates ilk önce Tesalya tagos'u Feraylı İason'u seçmiş, fakat bu kişinin 370 yılında öldürülmesi üzerine Sirakuzai tiranı Dionizyos I e başvurmuş, onunda 367 de ölmesi üzerine 346 yılında 90 yaşında olduğu halde, "Filippos" adlı broşüründe Makedonya kralı Filip II yi Yunanistan'ın kurtarıcısı olarak selamlamıştı. Sonraki olaylar Filip'in Yunanistan'da bir birlik kurabilecek yetenekte olduğunu ve İsokrates'in bu son seçiminde yanılmadığını gösterecekti.
Sayfa 409Kitabı okudu
Levktra muharebesi Yunanistan'ın siyasal tarihinde olduğu kadar harp tarihinde de bir dönüm noktasıdır. O zamana kadar yapılan muharebelerde iki taraf birbirine paralel iki saf meydana getirir, bu saflar mümkün olduğu kadar bozulmaksızın birbirinin üzerine yürürdü. Levktra'da Epameinondas'ın uyguladığı usul kanatlardan birinde bir ağırlık merkezi kurmak, ilk önce bu güçlü kanadı taarruza geçirmek ve bu taarruz başarı kazandıktan sonra diğer kanadı ileri sürmek suretiyle düşmanı bir kıskaç içine almaktan ibaretti. Nitekim Epameinondas, Boiotya süvarisi Sparta süvarisini geri attıktan sonra, 50 nefer derinliğinde olan sol kanadıyla 12 nefer derinliğinde olan Spartalıların sağ kanadına olanca hızıyla saldırmış, bu durum karşısında şaşalayan Spartalıların saflarını yararak düşmanın yanına taarruza başlamıştı. Boiotyalıların sağ kanadı ise müdafaada kalmış, ancak soldaki yarma hareketinin başarıyla sona ermesi üzerine o da düşmana son darbeyi indirmek üzere harekete geçmişti. Bu "çarpık muharebe düzeni" sonraları Makedonya kralı Filip II ve Büyük İskender tarafından geliştirilmiş, modern zamanlarda da mesela Prusya kralı Büyük Frederik'in harp taktiğinde büyük rol oynamıştır.
Sayfa 406Kitabı okudu
Midas
Midas Anadolu'daki Frigya krallığının efsanevi kurucusudur. Buraya Makedonya'dan göç etmiştir. Gelenekler onu Kybele'nin oğlu yapmış ve gözdesi olduğundan kendisine olağanüstü bir varlık bahsedilmiştir. Ancak günümüzdeki insan evlatlarının çoğunda olduğu gibi zenginleştikçe altına karşı iştahı kabarmış ve sonunda yaptığı aptalca bir eylemin sonucunda kendi zenginliğini kurbanı olmuştur. Sarhoş Silenus bir gün Bacchus'un refakatinden dönerken yolunu kaybedip Midas'ın bahçesine girmiş. Midas onu büyük bir misafirperverlikle karşılayıp 10 gün boyunca şatafatlı bir şekilde ağırladıktan sonra Bacchus'a geri götürmüş. Cömertliğinden çok memnun olan tanrı, Midas'ı ne dilerse yerine getirmekle ödüllendirilmiş. Bunun üzerine Midas dokunduğu her şeyin altına dönüşmesini dilemiş. Doğal olarak bu dileğin mükafatı neredeyse mahvolmasına neden olmuş. Bundan ancak tanrının emriyle Paktolos Çayı'nda yıkanarak kurtulabilmiş. Daha genç dönemdeki bir öyküde ise Midas, Apollon ile Pan arasındaki müsabakada hakemlik yapmıştır. Oyunu ikincisinin lehinde kullandığı için tanrı kulaklarına eşek kulağına döndürülmüştür. Bu öykünün konusu Midas'ın vücudunun Silenus'a benzerliğinin nedenini açıkça izah eder.
Sayfa 121 - Maya YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.