-
Aşkla ısıtılmış, dostlukla soylulaştırılmış ve cesaretlendirilmiş insan, yavaş yavaş ölmez ve yalnız ölümü düşünmez, tam tersine yaşar ve yaşayabilirdi.
acabaa?
-
Ben artık onu seviyorum, evet seviyorum! Bunun için uzun bir zamanın gerekli olduğunu mu sanıyorsunuz? Özellikle ilk bakışta sevenler, iyi severler.
Dünyada yapayalnızım. Hem dalavere de yapsam, doğru dürüst de yaşasam işin ucunda er geç ölüm var. İyisi mi bildiğim yoldan şaşmadan, doğru doğru dosdoğru yürür giderim...
Sayfa 68
Bu gelimli gidimli dünyada sevgiden gayrı ne varsa ölümlüdür, sevilmeyen bir adam zaten ölü bir insandır, kuru kuruya geçen ömrüne ancak acınır onun.
Sayfa 56
Yıllar yılı, zaferden zafere koşarken ağarttığı ak saçlı başı öne düştü...
Sayfa 54
Bu gelip geçici dünyada sevgiden gayrı ne varsa ölümlüdür, sevilmeyen bir adam zaten ölü insandır, kuru kuruya geçen ömrüne ancak acınır onun.
Sayfa 52
Bilgelik yaralı gönüllerin derdine derman değildir.
Sayfa 48
Her geçen gün yolun sonuna biraz daha yaklaşıyorum.
Sayfa 46
Çünkü güzellik ne al yanakta, ne ipek tende, ne boyda postta, ne de kaşta gözdedir; güzellik kuvvettedir, canlılıktadır güzellik...
Sayfa 44
Bense uçamam, kolum kanadım kırıldı çünkü...
Sayfa 42
“bilmiyoruz anların değerini, anılara dönüşünceye kadar.”
“Zaten yaşamımızda, payımıza düşen iyi anlar daima, saniyelerle ölçülecek kadar kısadır.”
"Zaten hep böyledir..."
"Nasıl yani?"
"Yani, hayatta bir adaletsizlik var..."
Sayfa 26
“Masallar gibi, yaşam da, uzunluğuyla değil, özüyle değerlendirilir!”
Fakir fukarayı sömürmeye utanır insan.
Sayfa 23
herkes aman kimse benden daha yüksek olmasın, aman kimse benden daha üstün olmasın diye yarışıyor. Herkes ekmeği eşit yemeli!
Sayfa 10