14 nisan 2022 yılında "Kinyas ve Kayra" kitabıyla başlamış olduğum Hakan Günday yolum bu gün okuyup bitirdiğim Emre Orhunun çizimlerini yaptığı, H. Gündayın yazdığı "Kana diz Kana" kitabıyla (aslında çizgi roman geçiyor) sonlandı.
H. Günday belki bu dünya için elbette bir Dostoyevski, Tolstoy, bir Hügo değil, ben onları da
YouTube kitap kanalımda Hakan Günday'ın bütün kitapları ve kitaplarını okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/uqCotb6in_0
"İnsanlar göründükleri gibi değildir. Kendileri hakkında kendilerine bile dürüst olamıyorlar. Kendilerinden bahsederken süslemeden edemiyorlar." Akira Kurosawa
Aylardır hazırlamak
“Dünya bir tezgâhtır. Tezgâhın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak ölünce anlaşılır.” S:211… Bu cümle kitabın içeriği ile ilgili her şeyi belki anlatıyor ama bulmaca gibi sonuna kadar okuyan bilebilir,anlayabilir.
Konuşarak ve ikna kabiliyetleri ile hayatını kazanan ; pazarlamacı,tezgâhtar,aracı,ticaretle uğraşanlar için okunmaları zor gelebilir çünkü kendi pisliklerini okumak,yüzleşmek zor gelir insana. Bende esnaflık,aracılık,ticaretle uğraşan biri olarak kendime dahil çıkardığım çok şey buldum.
Kitapta beni çok zorlayan jargonlar oldu. Antalya bölgesinde ki kuyumcuların,turizmcilerin jargonları. Çok karakter çok hikaye vardı orada da kayboldum. Metalledik:dolandırmak paf güf: cigara içmek gibi.
Beni en çok etkileyen Baş karakterin hikayesinde
Hakan Günday biyografisi var. Siyasal bilgiler okudu ve Antalya’da kuyumculuk yaptı. Sorum şu; Düşünün şu an iş yerinizdeki ahlaki olmayan vb. Konuları etrafınızdaki insanları kitabınızda cesurca yazabilir miydiniz? İşte ben en çok bu cesaretten ve o sektörde TUTUNAMAYAN olmasına 10 puan verdim.
“Kimin tezgâhtar olduğu tezgâhın sonunda belli olur.” S:205
MalafaHakan Günday · Doğan Kitap · 20174,567 okunma
Sadece acı ve zevk için dokunurum. Çünkü bir hayvan değilim ve üremek istemiyorum. Tek gerçek üreme, zihinsel olandır. Soruna gelelim. Evet, ilk görüşte aşka inandığım gibi, son görüşte aşka da inanırım. Ölürken yanımda kim varsa ona aşık olarak terk edeceğim dünyayı.
Yolculuklar insana her şeyi öğretir. Bazen kendimizi o kadar hayatımıza kapatıyoruz ki dışarıda neler olup bittiğini unutuyoruz. Hatta dünyayı öğrenemeden ölüyoruz. Hayatımız çalışmakla, kazandıklarımızı biriktirmekle geçiyor. Peki ya sonra? Evet, çocuklarımız için yapıyoruz her şeyi. Bizden sonrası için. Ama para harcarken yaptığımız tercihler belirliyor kimliğimizi. Bazen durup düşünmek gerekiyor. Neden çalışıyorum? Rahat bir hayat için. Peki o rahat hayatı yaşayacak olan kişi yani kendim için ne yapıyorum? Hiçbir şey. İnsanın kendini şımartması ruhsal dengesini sağlaması için şart. Çünkü ancak ruhsal dengeye sahip biri her sabah kendisini sorgulamadan yatağından kalkıp çalışmaya gidebilir. Belki de burası, bunun için vardır. İnsanların kendilerini şımartmalarına yardımcı olmak için. Matematikle hesaplanan hayatlara biraz romantizm katmak için. Bu yüzden tatile çıkmıyor muyuz? Bu yüzden sinemaya gitmiyor muyuz? Bu yüzden bir- birimize "Seni seviyorum!" demiyor muyuz?