12. asırda insanlar bizim yurdumuza "türkiye" demekteydiler. italyan kaynaklarında bunu görüyoruz. artık kırsal bölgelerin türkmen göçebe ve köylüler, şehirlerin ise büyük bir türk nüfus tarafından doldurulduğu anlaşılıyor. türkler batı'ya doğru ilerlemekte, bizans imparatorluğu ise artık gerilemekteydi. bilhassa malazgirt savaşından sonra vuku bulan miryokefalan savaşı, bu tarihi oluşumun nihai noktasıdır. 12. asrın sonunda başlayan ve ilk önce anadolu'dan geçen haçlı seferleri dahi bu tarihi hareketlilik ve oluşumu önleyememiştir. seferler kısa bir müddet sonra güneye kaymış, 1204'te vuku bulan dördüncü seferde istanbul'un istilasıyla yetinilmiştir
Sayfa 19 - timaş yayınları, 3. basım
67 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
halk müreffeh, müstakil, zengin olmak istiyor. komşularının refahını gördüğü halde fakir olmak pek ağırdır. -ön bilgi- -18 eylül 1922de türk ordularının kesin zaferi ile sonuçlanan büyük taarruz sonrası milli mücadelenin/kurtuluş savaşının silahlı mücadelesi itilaf devletlerinin tbmmye
Atatürk Zamanında Türk Ekonomisi
Atatürk Zamanında Türk EkonomisiFeridun Ergin · Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Yayınları · 03 okunma
Reklam
İnsanları öldüren sapkın fikirlerdir. 1915'te öldürülen Ermeniler'i tabii ki an ve unutma. Ama öldürülen Türkleri de an ve unutma. Ben ise 1915'i anmıyorum. Anarsam kanımın geldiği iki yere de ihanet etmiş olurum. Tarih ahlak dersi vermez, tarih geçmişte yaşayan binlerce aklın harmonisinden oluşur, değer yargılarını öğretmez. Malazgirt savaşından önce Anadolunun çoğu yerinin Ermeni toprağı olduğunu bil. Fetihten sonra ise Türk toprağı olduğunu bil. Fakat ilk kimin toprağı olduğu farketmeksizin şimdiki zamanda eski toprağında hak talep etme lüksünün olmayacağını da bil. Hiçbir Türk ne hicaz topraklarında ne Afrika'nın kuzeyinde ne Ukrayna'nın kıyılarında ne de Orta Avrupa ülkelerinin topraklarına Osmanlı'dan ayrılmasından bugüne kadar hak talep etmedi bunu da bil. En çok da birbirlerini soldurmalarına gerek olmadığını, Lale'nin yetiştiği toprakta Unutma Beni Çiçeği'nin de yetişebileceğini bil.
Yabani bitkilerin aksine, kültive bitkilerin hemen hepsi bir tarihte Türk toplumuna dışarıdan gelmişler. Hemen hepsinin adı yabancı.   En eskilerden elma ve arpa muhtemelen yabancı asıllı kelimeler, fakat nereden geldikleri tartışma konusu. Alıç, armut, ayva, çavdar, çay, dut, havuç, hıyar, incir, karnabahar, karpuz, kayısı, kereviz, mercimek, nar, nohut, pamuk, patlıcan, pirinç, şalgam, şeftali, turp, turunç Farsçadan alınmış. Çoğu Malazgirt savaşından çok önce, Türkler henüz Orta Asya’da at koştururken Türkçeleşmişler. Anadolu’da Rumlardan bezelye, enginar, fasulye, ıspanak, kiraz, lahana, mantar, marul, maydanoz, muşmula, pırasa, roka, Ermenilerden pancar ve belki pazı, Balkan Slavlarından vişne gelmiş. Araplar afyon, bakla, bamya, limon, muz, safran gibi birkaç egzotik ürünle Türk tarımına katkıda bulunmuşlar. 16. yüzyılda Amerika’dan İspanyollar aracılığıyla domates ve patates, Doğu Asya’dan Portekizliler vasıtasıyla mandalina ve portakal alınmış. Yakın yıllarda bunlara ananas, avokado, brokoli, greypfrut, kivi, mango, nektarin, soya ve daha neler eklendi.
Türk Kara Ordusu Ne Zaman Kuruldu?
Kara Kuvvetleri Komutanı radyoda yaptığı konuşma ile Türk Kara Kuvvetlerinin 600. kuruluş yılını kutladığı gibi daha yüksek kademedeki kimseler arasında da aynı konu üzerinde tebrikleşmeler oldu. Bu hesaba göre Türk Kara Kuvvetleri, yani daha gerçek anlamı ile Türk Ordusu 1363”te kurulmuş oluyor. Bu demeç ve mesajlarla kendimizi bilmek bakımından
Malazgirt Savaşının yıldönümü şerefine...
“Bundan yüzyıllar önce bizler, Anadolu’da hâkim olmaya çalışırken, Sultan ile yeni temas kurmuş ve kendisini Birlik’ten ve amacımızdan haberdar etmiştik. Sultan bizimle temasından sonra bize neredeyse her konuda yardımcı olmaya başlamıştı. Geçen zamanla birlikte sultan ile birliğimiz arasında kuvvetli bir bağ oluştu. Bizim gölgelerdeki kuvvetimiz, sultanın aydınlıktaki kuvvetiyle birlikte Yurt Açan Savaşı’ndan daha önce hem de büyük bir savaş olmadan Anadolu’da hâkimiyet kurmaya yeter hale gelmişti. Sultan, sadık beylerini Anadolu’ya göndermiş ve onların bu hâkimiyet için ön hazırlıkları başlatmasını sağlamıştı. Biz ise Anadolu’daki mazlum halkı zalim yöneticilerine karşı ayaklanmaya teşvik etmek için çalışıyor ve başarılı olmaya da her geçen gün yaklaşıyorduk. Birlik en iyi dönemlerinden birini yaşıyordu. Güçlüydük ve bu gücü devletle birleştirmeyi başarmıştık. Tabi bu durumdan bütün devlet yöneticilerinin haberi olmadı. Yalnızca birkaç yüksek makam sahibi ve devletin akıl hocası bu durumdan haberdardı.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.