Zafer zihin de kazanılır !
Tarihteki büyük zaferlerin hiçbiri kas gücüyle kazanılmamıştır; keşifler, asil duygular ve canlı düşüncelerle kazanılmıştır ve 500 işçinin kas gücü yerine bir Pastör'ün, bir Ampere ya da Malebranche'ın güçlü zekasını tercih ederiz. Pastör: Fransız kimya ve biyoloji bilginidir. Ampere : Fransız fizikçi ve matematikçi. Elektrik akımı birimi Amper onun adına ithafen verilmiştir. Malebranche: papaz, Fransız filozof ve Teolog.
Sayfa 143Kitabı okudu
314 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Denemeler - MONTAIGNE
"Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgârdan hayır gelmez." (s. 296) En sevdiğim alıntı ile başlamak istedim incelememe. Uzun uzadıya anlatması zor olan şeyleri öylesine etkili anlatmış ki... Ve siz değerli okurlara da büyük bir teşekkürü borç biliyorum, eserle tanışmama, okumama vesile olduğunuz için. Eser 1940-1970 yılları arasında
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,3bin okunma
Reklam
370 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Daha İyi Bir Dünya Mümkün Müydü?
17. yüzyılın son çeyreğinde "kötülük sorunu" önemliydi. Filozoflar ve teologlar, dünyanın günah ve acılarla dolu olduğu gerçeği ile evrenin sonsuz iyi ve herşeye gücü yeten Tanrı tarafından yaratıldığı inancını uzlaştırma sorunuyla boğuşuyordu. Bu süreçte özellikle iki katolik rahip ve bir Lutherci alim arasındaki mektuplar bugün baktığımızda yalnızca antika merakı bir şey olarak görülebilir. Ancak yalnızca alışıldık okul kitapları literatürüyle yetindiğimizde de önemli felsefi mirasların gölgede kaldığını görüyoruz... Leibniz, Arnauld ve Malebranche, 17.yüzyılda Kıta entelektüel hayatının Büyük Üçlüsü'nü oluşturur; belki onlarla bir tek İngiltere'deki Hobbes, Locke ve Newton üçlüsü boy ölçüşebilir... Sorun, Tanrı'nın varlığının yapısını bilmenin ve Onun eyleme biçimini tasvir etmenin doğru yolu sorunudur : 1) Tanrı'nın yarattıkları arasında kötülük neden gerekli? 2) Bu kadar çok kötülük neden var? 3) Ve belki de en önemli soru: İçinde yaşadığımız dünya, yaratılabilecek en mükemmel dünya mıdır?
Mümkün Dünyaların En İyisi
Mümkün Dünyaların En İyisiSteven Nadler · Alfa Yayıncılık · 201624 okunma
dedi ve rahip oldu.
''Hiçbir şeyi düşünmemek ve hiç düşünmemek, aynı şeydir.'' - Nicolas Malebranche
Zihinsel ve Fiziksel çalışma
Zorlu egzersizlere fazladan harcadığımız her şey düşünce çalışmaları için bir kayıptır. Düşünmekten aciz sersem, sindirimin ona bıraktığı gücü yorucu egzersizlerle harcar; bir atletinkini andıran kaslarını gururla seyreder; biz bunda hiç bir sakınca görmüyoruz. Fakat müstakbel hekimlerimize, avukatlarımıza, bilim insanlarımıza, edebiyatçılarımıza böyle bir hayat önermek tam bir saçmalık olur. İnsanlığın büyük zaferleri artık hiç bir yerde kaslarla kazanılmıyor, bu zaferler keşiflerle, büyük hislerle, verimli fikirlerle kazanılıyor. Bir Pasteur'ün, bir Ampere'in ya da bir Malebranche'ın kudretli aklı için beş yüz gündelikçinin kaslarının yanı sıra şu lüzumsuz sporcularınkileri de verirdik.
Sayfa 225 - koridor yayıncılıkKitabı okudu
Malebranche'a göre okumak; ''zihnin tabii bir duasıdır.''
Sayfa 64 - DERGAH
Reklam
Konuş be kral
Günümüzde büyük zaferler büyük kas gücüyle kazanılmıyor. Büyük buluşlarla, büyük fikirlerle oluyor. Muhteşem sporcu kaslarımız bir Pastör'ün, Ampere'in veya Malebranche'ın aklı ermez. İşin doğrusu ne kadar antrenmanlı olursa olsun insanoğlu bir atı veya köpeği yarışta geçemez veya bir gorili kavgada yenemez. Yani üstünlüğümüz kaslarımızın ağırlığıyla orantılı değildir.
103 syf.
8/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
İNSANOĞLU, MICROMÉGAS VE VOLTAIRE
"Neden böbürlenir ki insanoğlu? Dünyaya çıplak geldiği için mi, Ömrünün kısalığından mı, Güçsüz doğduğu, güçsüz öleceği için mi?" (Puşkin, Seviyordum Sizi, s. 31) 18. yüzyıl ünlü Fransız düşünürü ve yazarı Voltaire, yaşamı boyunca deneyimlediği duygu ve düşüncelerini yazınsal alana da taşımıştır. Şiir ve tragedya yazarı ünlü
Micromegas
MicromegasVoltaire · Alfa Yayıncılık · 2015418 okunma
"...Yazılarında, evliliğin gençken yapılan bir sözleşme ve yaşlıyken ödenen bir borç olduğunu küçümseyerek ifade ediyordu. Tüm hakiki filozofların bekâr olduğunu -Descartes, Leibniz, Malebranche, Spinoza ve Kant- düşünüyordu."
Sayfa 225
Bırakın düşünme yeteneğinden yoksun aptal, midesini fermente yiyecek ve içecekle doldurup sindirimden kendisine kalan gücü yorucu egzersizlere harca- sin, atletik kaslarını gururla seyretsin, bunda bir sakınca yok. Ancak gelecekteki doktorlarımıza, avukatlarımıza, bilim adamlarımıza, edebiyatçılarımıza böyle bir hayat önermek saçmalıktır. Büyük zaferler artık kaslarla değil, keşiflerle, yüce hislerle, verimli fikirlerle kazanılıyor. Beş yüz hafriyatçının kaslarına bir de faydasız sporcularınki eklense, bir Pasteur, bir Ampère veya bir Malebranche'in güçlü zekâsı etmez. Ayrıca, en iyi beden eğitimi almış insan bile asla bir atı, hatta bir köpeği yenemez üstelik bir goril de güreşçi karşısında müsabakadan korkmaz. Bu nedenle üstünlüğümüz, kaslarımızın ağırlığından ibaret değildir. Bunun kanıtı, insanın en güçlü hayvanları evcilleştirmesi ve sık sık çocukların eğlenmesi için kaplanları ve aslanları hayvanat bahçelerinde sergilemesidir.
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
Bu yarım yamalak bilgi birikimi hakkında Malebranche şöyle der: "Bir insanın beyni sözde bilgilerle dolup kibirle şiştiğinde dikkat için harcanan emeği küçümser... Hakikate aç değilse ruhun ekmeği olan alın terini kazanmak için hiçbir zaman çabalamaz."
Sayfa 122Kitabı okudu
Materyalist\Spiritüalist
Materyalizm, ruhu ayrı bir varlık olarak kabul etmez ve onu maddeye irca etmeye kalkışır. Çok eski bir felsefi ekoldür. İlk kurucuları Demokrit ve Epikür'dür. Bunlara göre, bütün varlık alemi maddeden ibarettir. Madde ise atomlardan meydana gelir. Kainat bir madde yığınından başka bir şey değildir. (...) Spiritüalist düşünce biçimi ise, tamamı ile materyalizme ters düşer. Bunlar, ruhu, bedenden bağımsız bir cevher olarak kabul ederler. Bu da eski bir felsefi ekoldür. Eski Zaman'da, Yunan filozofu Platon, maddeden ayrı olarak var olan insan doğmadan önce yaratılan ve insan öldükten sonra da devam bir ruh kavramına inanırdı. Yeni Zaman'da yetişen filozoflardan pek çoğu, bedenden ayrı ruha inandıklarını belirtmişlerdir. Bunlardan Descartes, Malebranche, Leipniz, Spinoza, Fichte, Bergson ilk akla gelenlerdir. (...)
Sayfa 44 - BilgeoğuzKitabı okudu
Yanılgılarımızın genel kaynağı, yargılarımızın algılarımızdan daha geniş olmasıdır.
Sayfa 137 - MİLLİ EĞİTİM BASIMEVi - Birinci Basım: Ankara, 1950 - Çeviri: Miraç KATIRCIOĞLU
Malebranche'ye göre okumak, "zihnin tabii bir duası"dır.
Kafka derinliklerinde ne "mitolojik kehanetin" ne de "varoluşsal teolojinin" ona bahşettiği zemine dokunur. Bu hem Alman hem Yahudi halk geleneğinin özüdür. Kafka dua etmediyse bile -ki etti mi bilemeyiz- Malebranche'ın "ruhun doğal duası" adını verdiği şeyin en yücesini haizdi. Olanca nezaketiyle tıpkı azizler gibi dualarına tüm canlıları dahil etti.
240 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.