BIÇAK PARASI
.
Öncelikle her bir öyküde yapılan insan, hayvan, ortam farkermez betimlemeler çok iyiydi. Her bir anlatım film şeridi gibi canlandı gözümde. Kurgular ve yazıya aktarım ise iyiki okudum dedirrti.
" Zengin Kazığı" ndaki tasvir ve betimlemeler ile onların yaşamış olduğu şatafatlı hayata karşılık zengin enkazı karşısında eskicinin basiretinin bağlanması,
" Ben neden gülüyorum biliyor musunuz? " malesef hayatın bizden götürdüklerine bir örnek.
" İnsanların zaafını bilmek, kötülere fırsat verir " diyen babanın hangi evladı seçeceğini eskiye duyulan özlem ve yeninin teknolojik alet gibi bambaşka gerçeği !
Herkesin bir hikayesinin olduğu " Sessiz Meyhane " ,
Zekiye Hanım ile olan dertleşme anları ve hiç kimseye anlatamadığı gerçekler...
Küçük kaçışlar ile vapur gezisi,
" Bıçak Parası " hikayesi ise çok fena koyuyor inanın .
Kendini güvende hissettiği tek yerin ceset torbası olması
Liman güncesi ve ilk aşkın saflığı ile verilmiş sözler,
Bir dağ köyünde, yaşlı bir adam, sadece ve sadece canı istediği için bir tekne yaparsa¿¿¿