İnsanlara baktığım zaman görüyorum ki, bütün olay tersine dönmüş. Sanki onlar ev için gereklilermiş gibi yaşıyorlar. Ev için çalışıyorlar. Sanki banka hesabı için varlar. Sadece para biriktiriyorlar ve sonra ölüyorlar. Aslında hiç yaşamadılar. Tek bir gerçek heyecan yaşamadan, nehir gibi akmadan öldüler. Güvencenin, tanıdıklığın ve saygınlığın duvarları arasında hapis kaldılar.