"Almanya'yı Hitler, bizi de itler idare ediyor."

«İki insanın, en az iki insanın, birbirini sevdiği yer­de başlar uygarlık.»

Köy Enstitüleri, kafa eğitimini iş eğitimine sıkı sı­kıya bağlayan, iş eğitiminden kafa eğitimine geçme yolunda atılacak atakça adımlan atan, atabilen bir eği­tim yuvası, yurduydu.
Ama «sağ» yani paradan yana, para canlısı, rahatlık yanlısı, başkaları gebersin ben yaşayayım, ben­den sonra tufan inançlısı, iktidar köpeği, bürokratı profesörü, gazetecisiyle saldırdılar Köy Enstitülerine, komünist yuvası diye.

Yaşam kaç yaşında başlar, diye sorsalar bana; her yaşta, her yaşın her gününde, her saatinde, her saniyesinde diye karşılık veririm.

DİN sözcüğünün, çorap örme anlamına geldiğini bu Tarama Sözlüğü'nden öğrenince, çarpılmışa döndüğümü anımsıyorum. Dinin, Türk toplumunun ba­şına ne çoraplar ördüğünü düşünür oldum. Din'in değil de, sözde din adamlarının bugüne değin, çeşitli tarikat­larıyla Türk toplumunun başına nice çoraplar ördüklerini ve örmekte olduklarını düşündüm acına hayıflana.

Çünkü, kadın dediğin ne ki? Kısa etekli, kaşık düşma­nı, kuluçka makinesi, şişirt karnını doğurt doğurtabil­diğin kadar, vur ez ezebildiğin kadar, sustur yumrukla tokat tekmeyle, göz açtırmaya gelmez yaratıklardandır.
Oysa ne yaptı Atatürk, tutumu, sevgisi saygısıyla kadına, kadınlığa büyük önem verdi; yüceltti onu, onurlandırdı, toplum yaşamına, kamu görevine sokarak.