"Alim, doğruları bilir, arif ise yanlışları bilir.
Birinde ilim hükümfermadır, diğerinde irfan...
İlim, maluma tâbidir. Muhatabın kusurlarına diker gözlerini. Tartışmak, değerlendirmek değil, ne yapıp edip sonuca bağlamak ister.
İrfan ise mazerete bakar. Muhatabının kusurlarını görmez. Tanışmak ister, el sıkışmak ister. Olduğu gibi görür, olduğu gibi kabul eder. Dışlamaz, itmez, suçlamaz. Sınırı yoktur. Saf musamahadır. İstese de hor görmez. Çünkü hor olanı görmez zaten.
İlimden maksat bilmek, irfandan maksat ise olmaktır.
Bilmek ilim yolculuğunun, olmaksa hikmet yolculuğunun meyvesidir. Kuru bilgi zihni dondurur, kalbi durdurur, ruhu soldurur.
Bize zihni açacak ilim, kalbi arındıracak irfan, ruhu kanatlandıracak hikmet pınarları gerek."