Kara Kırgızlar arasında söylenen "Manas" destanında kadın evin namusunun bekçisidir. Erkek soğukkanlılığını kaybederek fena bir iş yapacağı zaman onu kadın kurtarır. Kadının sözünü dinlemediği zamanda da kahramanın ölümü gelmiştir.
Samkhya'da yaratılış Puruşa yani her şeyden azade, özgür olan ve uzak olan saf Bilinç ile Prakriti, saf Madde, Doğa'nın bir araya gelmesi ile oluşur. Daha sonra ortaya Mahat, evrensel zekâ ve ardından Ahamkara, Ayrıksı-Benlik çıkar. Ardından evrenin tüm kumaşını dokuyan “3 Nitelik” yani 3 Guna; Sattva, Rajas ve Tamas olarak kendi içlerinde mevcut dengelerini bozarak, dağılır ve tüm yaratılışı ortaya çıkartır. Bunlardan Rajas yani “hareket” ilkesi, “saflık ve aydınlık” prensibi olarak canlılar dünyasını yaratan Sattva ile cansızlar dünyasının prensibi “karanlık, atalet” niteliği olan Tamas arasındaki dinamiği yaratır. Sattva'dan canlılar dünyasının elementleri Manas (zihin), Jñanendriya (beş duyu organı) ve Karmendriya (5 eylem organı) ortaya çıkarken Tamas'tan beş element (toprak, su, ateş, hava, uzay/boşluk) ve 5 ince, latif element (koku, tat, biçim, his ve ses) tezahür eder.
Yıldırım sesli manasçı, Cengiz Aytmatov'un üç kısa öyküden oluşan bir öykü kitabı. İlk iki öykü de, bozkır insanının savaş yüzünden yaşadığı acılar, çektiği özlemler çok yürek yakan bir şekilde işlenmiş. Bazı yerleri okurken insanın boğazı düğümleniyor. Özellikle Asker Çocuğu adlı hikayede babası savaşta ölen bir çocuğun duyduğu baba hasreti beni çok etkiledi. Yıldırım Sesli Manasçı ise, ilerde Kırgız Ulusal destanı Manas'ın anlatıcısı olacak bir çocuğun, Eleman' ın hikayesini okuyoruz. O da çok etkileyici bir hikaye. Isık Gölü Cengiz Aytmatov'un eserlerinde kullandığı bir coğrafya. Özellikle göldeki betimlemeler çok başarılı. Son hikaye olan Beyaz Yağmur'da ise, yazar bize geleceğe dair umut aşılıyor tutkulu bir aşk hikayesi üzerinden. Bu aşk hem yâre duyulan, hem de insanın toprağına duyduğu aşk. Çok sağlam bir hikayeydi :)