Kırgız Kazakların Manas Destanı ve sâir Türk şubelerinin masallarıyla şiirleri bize Türk lehçelerinin müşterek ve hususi şivelerini gösterebilir.
Reklam
Lanetler olsun bu habis dün­yaya! Kişiyi bu hale getirip bırakıverirmiş ...
Sayfa 65 - PdfKitabı okuyor
manas destanı
Karahanlılar dönemi İslâmi Türk edebiyatının sözlü mahsullerinden, üzerinde durulabilecek bir diğeri de Manas Destanı'dır. Wilhelm Radloff'un çalışmaları ile toplanan ve daha sonra başka rivayetleri de tespit edilen Manas Destanı, XI-XII. yüzyıllarda gelişerek meydana çıkmıştır. 400.000 mısradan ibarettir. Destan; Karahanlılar döneminde Subaşı olarak hizmet eden bir kahramanın, Manas'ın ve etrafındakilerin İslâmiyet namına, millet ve vatan uğruna kafirlerle yaptıkları mücadelelerden bahseder. Destanda Manas karşımıza bir İslâm mücahidi olarak çıkar. Manas Destanı'nda islâmi motifler ile eski Türk destan motiflerini, Türklerin eski gelenek ve göreneklerinden izleri bulmak mümkündür.
KIRK: Kutsal Sayı. Eşdeğer: GIRK, KIRN, HEREH, KEREH İslam’ın etkisiyle önemi artmıştır. Kırk eren tarafından veya kırk şaman tarafından korunan kutlu kişilere Kırklı adı verilir. Burla Hatun’un savaşçı Kırk Kız yardımcısı vardır. Yeni doğum yapmış bir kadının yanına bir iki kişi hariç kırk gün boyunca kimse girip çıkmaz. Bu durumun sağlık gerekçeleriyle bir bağlantısı olduğu açıktır. Ayrıca bu süre çocuğun kırkının çıkması anlamına da gelir ki, bu anlayışa bağlı gelenekler vardır; dua okunması, yemek verilmesi vs. gibi. Ölünün kırkının çıkması da yine benzer biçimde dualarla ve helva yapılarak gerçekleştirilir. Bu anlayışın temelinde ruhun yaşadığı evi kırk gün sonra terk ettiği inancı vardır. Kırgız bayrağında Güneşin etrafında kırk Kırgız boyunu simgeleyen kırk ışın vardır. Dede Korkut Hikayeleri, Manas Destanı, Kırgız Türeyiş Efsanesi’nde Kırk Kız vardır. Oğuz Han’ın verdiği şölenlerde diktirdiği sırıkların boyu kırk kulaç uzunluğundadır. Hikâye ve masallarda “kırk gün, kırk gece” düğünler yapılır. Cezalandırılanlar için “Kırk katır veya kırk satır” şeklinde bir uygulamadan bahsedilir. Ejderhalar kırk gün veya kırk yıl uyurlar. Ejderhadan kırk kıl koparılır ve ateşte yakılır, ejderha ancak o zaman ölür.
"er manasın üstüne bir kahraman gelmemiş aydınından ay korkmuş parlaklığından güneş..."
Reklam
Manas Destanı'yla ilgili Prof. Dr. Emine Gürsoy-Naskali de şunları yazmıştır: "Manas destanının veya Manas destanındaki hadiselerin hangi dönemlere ait olduğu konusu tartışmalıdır. Bazılarına göre buradaki hadiseler Hun dönemine bağlanmalıdır. Daha gerçekçi bir yaklaşımla destanın tarihini 9.yüzyıl sonrasına bağlamak daha doğru olur. Cüveynî'nin Tarih-i Cihan Güşa'sında belirttiği gibi 1120'li yılların sonunda Karahıtaylar Orta Asya'ya geldikten ve Karahanlıları ele geçirdikten sonra Kırgızlara asker gönderirler. Büyük ihtimalle bu dönemin olayları Manas destanının tarihi kaynağıdır. 16.yüzyılda yazılmış olan Mecmaü't-tevarih'te Manas'tan Toktamış Han'ın arkadaşı olarak söz edilir; yani Manas, tarihi bir şahsiyet olarak tanıtılır. Manas destanının sona erdiği tarih dönemi ise 1750 yılına yani Oyrat Cungar devletinin yıkıldığı yere yerleştirmek gerekir."
Sayfa 30 - Manas Destanı.
Oğlum, aklına akıl kat, akıl dost, hiddet şeytandır ...
"Halin nedir" diyen yok, bayılıp, yatıp kalsam "nedir, kimdir bu?" diyerek soracak kişi yok. Arayacak ağam yok, it gibi kırda ölürsem, acıyacak adam yok. Halkımdan ayrılmış garibim, barınacak yerim yok .... "
Böyle ayak uzatıp yatmakta fayda yok. İç, ye yat böyle hayat mı olur?
Reklam
Bu insanlar arasında nasıl yaşayabileceğini düşündü.
Bir gün genç Almambet Kireşti şehrine geldi. Oradaki davalara bakacaktı. Şehir halkı, genç prensi saygı ile kar­şıladı. Bu beldenin ileri gelenlerinden bir kaç memur zincire vu­rulmuş yedi kişiyi Almambet'in önüne getirdiler. Bunlar ağlıyorlar­dı. Almambet 'Bu ne iştir? Bunları ne diye önüme getirdiniz? di­ye sordu. Baş memur şu cevabı verdi: 'Eskiden kalmış bir gelene­ğe göre saygılı büyüklerimizin şerefine günahlı adamları kurban etmek adetimizdir. Bunları sizin şerefinize kurban olarak kesece­ğiz. Kabul buyurunuz! " diye rica ettiler. Almambet böyle bir kanlı törenin bulunduğunu ne görmüş, ne işitmişti. Şehir memurlarına "Bunları benim elime veriniz" dedi. Bu "kurbanlık" ları serbest bıraktı. Almambet bir iki yerde yine böyle "kurbanlık" larla kar­şılandı. Hepsinde bu "kurbanlık" ları serbest bıraktı. Halkının böyle çirkin görenek ve geleneklerini görüp çok acı duygularla evi­ne döndü. Bu insanlar arasında nasıl yaşayabileceğini düşündü. Mensup olduğu ulusa karşı nefret ve acıma duygular ile gözleri karardı.
Ey oğul, ıstırap çekenin halinden anlasana...
Manaas'ın Etkisi
1,5 milyon mısradan oluşan Manas Destanı oldukça önemlidir. Günümüz Kırgızları arasında Manas Destanı hala çok sayıda törende söylenmektedir. Destanı söyleyen Manas­çılar Kırgız halkı arasında saygı görürler ve çok popülerdirler.
Sayfa 212 - Kronik KitapKitabı okudu
manas destanı
İçimizden çürüdük. Birlik ve beraberliğimiz bozuldu. Töreden uzaklaştık, bilgelerin sözünü dikkate almadık. Küçükler büyüklere hürmet etmediler, çocuklar atalarını bilmediler, kadınlar kocalarını düşünmediler. Tanrıyı tanımadık. Böylece yurdumuzdan gayret, iman, haysiyet gitti.
Sayfa 302Kitabı okudu
Savaşçı manas'ın öldüğü gün yer sallandı. Parlayıp duran Güneş tutuldu. 6 gün simsiyah karanlık oldu. Ay çıkmadı, gökte bulutlar ağladı, yerde kuşlar ağladı. Atı kumbulak hiçbir şey yemeden insan gibi kendi kendine olurdu.
Anonim yayınlarıKitabı okudu
212 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.