Tahammülün bazen öyle derin, öyle erişilmez sevgisi var ki… Başımıza gelen her şeye çaresiz katlanmalı. Hem kederin de mânâsı yok ki… Yaşamak her yerde aynı değil mi? Siz isterseniz en çok sıkıldığınız yerde de en sevdiğiniz yer gibi mesut olabilirdiniz.
"...Eğer yaşamak kelimesinin manası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap çekmekse, her an küçülmek ve bunu nefsinde her lahza duymaksa, bir türlü aşamayacağı çemberin içinde çırpınmaksa, şüphesiz ben de, benimkiler de en derin şekilde yaşıyorduk. Yok, bu kelimenin içinde biraz ruh ve imkan genişliği, birtakım hakları duymak, o içten sevinmeler, dışa karşı bir parçacık güven, etrafınızla müsavi şartlar içinde rahat bir karşılaşma filan varsa, o zaman iş çok değişir. Dikkat ediniz ki, bir şeyler yapmaktan, insanlara faydalı olmaktan hiç bahsetmedim..."
Reklam
Onu tanımadan evvelki hayatım, dedim. Fakat gerçekten buna bir hayat denebilir mi? Eğer yaşamak kelimesinin mânası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap çekmekse, her an küçülmek ve bunu nefsinde her lâhza duymaksa, bir türlü aşamayacağı bir çemberin içinde durmadan çırpınmaksa, şüphesiz ben de benimkiler de en derin şekilde yaşıyorduk. Yok, bu kelimenin içinde biraz ruh ve imkân genişliği, birtakım hakları duymak, o içten sevinmeler, dışa karşı bir parçacık güven, etrafınızla müsavi şartlar içinde rahat bir karşılaşma filan varsa, o zaman iş çok değişir. Dikkat ediniz ki bir şeyler yapmaktan, insanlara faydalı olmaktan hiç bahsetmedim. Zaten onu tanıyana kadar bu cinsten bir zevkin farkında bile değildim.
Sayfa 12 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Anlamak isteyene çok derin bir manası var bu cümlenin...
~☆~ Adam kalbine mukabil bir kalbi, "kalplerin en latifi, en şefîki ile tabir edilen kadın kalbi"ni elinin tersiyle itiyor. Sonra da hayattan şikâyet ediyor, Yaratıcı'ya küsüyor. Allah insana zulüm etmiyor insan kendine zulmediyor. ~☆~
Sayfa 123Kitabı okudu
“Felaket o kadar karanlık değildi. Meşale gibi, oyuncak gibi düşünülmeden başlanılan şeylerin çok derin bir manası doğuyordu.”
Manası çok derin.
"Kumanda ve siyasi mücadele hayatında sırası geldiği zaman, çekilmesini bilen adam, memlekete az bir zamanda yeniden hizmet ve fikirlerini yürütebilecek bir vaziyete girer." 21.12.1920 (Çerkes Ethem'e çektiği telgraf)
Sayfa 164 - RemziKitabı okudu
Reklam
Eğer yaşamak kelimesinin mânası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap çekmekse, her an küçülmek ve bunu nefsinde her lahza duymaksa, bir türlü aşamayacağı bir çemberin içinde durmadan çırpınmaksa, şüphesiz ben de, benimkiler de en derin şekilde yaşıyorduk. Yok, bu kelimenin içinde biraz ruh ve imkân genişliği, birtakım hakları duymak, o içten sevinmeler, dışa karşı bir parçacık güven, etrafınızla müsavi şartlar içinde rahat bir karşılaşma filân varsa, o zaman iş çok değişir. Dikkat ediniz ki, bir şeyler yapmaktan, insanlara faydalı olmaktan hiç bahsetmedim. Zaten Halit Ayarcı'yı tanıyana kadar bu cinsten bir zevkin farkında bile değildim.
_Mason Cemiyetine Giriş: _Bir şahıs, kendi isteğiyle bir mason cemiyetine dahil olamaz. Aday olmak kelimesinin manası, başlangıçtır. Cemiyete giren de yola koyulmuş olandır. Cemiyete aday olacak şahıs, o cemiyetin aday organizasyonu tarafından seçilir ki bu husus cemiyetin sosyal karakterini belirtir. Yeni adaya ruhi tesirde bulunulur. Usullerin
Yüksek bir bina inşa edeceğiniz zaman zemini derin kazarsınız. Bina ne kadar yüksek olacaksa, zemin de o kadar derin olmalıdır. Zemin derinleştikçe, binayı yükseltme imkanınız artar. Eğer zemin kazmaya zaman ayırmazsanız çok yükseklere çıkamaz­sınız. Teolojik olarak ele aldığımızda imanımız için de aynı şey geçerli; inanç sahibi olduğumuz hususların çok derinlere kök salmış olması icab ediyor. Neye inandığımızı tam manası ile idrak etmemiz ve inandığımız şeyin kesinliği hususunda da kalben emin olmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde olursa amellerimiz inancımızı yansıtabilir.
Onın bizzat Brahmayla aynileştiğini gördük. Bunu, öğretisi bu noktada da da­ha pekçokları gibi (biçimdeki büyük farklılıklara rağmen) temelde hint geleneğiyle ay­ nı olan İslam maneviyatından (esoterisme) aldığımız bir ifadeyle, "Ulvi Özdeşlik" ola­rak adlandırabiliriz [Guenon, vahdet-i vücud ve ayn-i cem' mefhumiarmlifade etmek
Reklam
Eğer yaşama kelimesinin manası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap çekmekse, her an küçülmek ve bunu nefsinde her lâhza duymaksa, bir türlü aşamayacağı bir çemberin içinde durmadan çırpınmaksa, şüphesiz ben de, benimkiler de en derin şekilde yaşıyorduk. Yok, bu kelimenin içinde biraz ruh ve imkân genişliği, birtakım hakları duymak, o içten sevinmeler, dışa karşı bir parçacık güven, etrafınızla müsavi şartlar içinde rahat bir karşılaşma filan varsa, o zaman iş çok değişir.
Sayfa 12
Eğer yaşamak kelimesinin manası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap çekmekse, her an küçülmek ve bunu nefsinde her lahza duymaksa, bir türlü aşamayacağı bir çemberin içinde durmadan çırpınmaksa, şüphesiz ben de, benimkiler de en derin şekilde yaşıyorduk. Yok, bu kelimenin içinde biraz ruh ve imkan genişliği, birtakım hakları duymak, o içten sevinmeler, dışa karşı bir parçacık güven, etrafınızIa müsavi şartlar içinde rahat bir karşılaşma filan varsa, o zaman iş çok değişir.
Rabb'imizin Kur'ân-ı Kerîm'de zikredilen isimlerinden biri Vedüd'dur. Hüd suresinin 90'ıncı ayetinde ve Burûc suresinin 14'üncü ayetinde geçen "Vedûd"ın manası dikkat çekicidir: "Çok seven ve çok sevilen. Hem kullarını çok seven hem de kulları tarafından çok sevilen. Kullarına olan sevgi ve şefkatinden dolayı onlara ihsanını bol bol veren, kulların da kendisine severek ve bol bol ibadet ve şükrettiği..." Tek bir kelimede böylesine derin bir anlamın yüklü oluşu, Kur'ân'ın sayısız mucizesinden yalnızca bir tanesidir.
Sayfa 42 - Diyanet İşleri BaşkanlığıKitabı okudu
"Eğer yaşamak kelimesinin manası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap çrkmekse, her an küçülmek ve bunu nefsinde her lahza duymaksa, bir türlü aşamayacağı bir çemberin içinde durmadan çırpınmaksa, şüphesiz ben de, benimkiler de en derin şekilde yaşıyorduk. Yok bu kelimenin içinde biraz ruh ve imkan genişliği, birtakım hakları duymak, o içten sevinmeler, dışa karşı bir parçacık güven, etrafınızla müsavi şartlar içinde rahat bir karşılaşma filan varsa, o zaman iş çok değişir."
_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır. _Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
257 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.