İvan İlyiç…Öldü. Yaşamamız gerekenin dışına çıkıp, var olanın dışına çıkmak ne gibi bir olay ile sonuçlanabilir?
Eee her gülün bir dikeni var. Ivan İlyiç’te güzel şeylere sahip olmak için yırtınıp dururken; toplumun büyük çoğunluğuna hayatı dar eden ‘evlilik’ müessesini canlandırmak ve az da olsa karısını mutlu etmek, daha hazır değilken çocuk sahibi olma sorumluluğunu edindi istmeden de olsa. Ya ne oldu? Kendisini bu duruma iten olayların üstesinden gelebilmek için kendini ordan oraya paralayıp, hep daha şatafata koştu. Makam elde etmeye çalışmak, Yeni büyük bir ev almak…
Kader cilvesini vurur tabi ki, ummadık taş baş yardı. Ölüm yavaş yavaş yaklaştı.
Var olduğumuz duruma şükretmeli, daha iyisini ölçülü ve programlı bir şekilde elde etmeliyiz. Şeytan plansız işi sever.
Sabırlı olun, sakin olun, ihtiyatlı olun…Ve en önemlisi sizi seven bir kadına sahip olun.
Sade, ölçülü bir yaşam sizlerin olsun..
Tolstoy oldu iki güzel gidiyor. Maneviyat duyguları yeninden canlı ama nasıl? Kime göre neye göre? Anlaşılması güzel okunabilir bir kitap.