Bizler sırf hayatın zorunlulukları için değil, beraberlik ve serpilip gelişme için de birbirine ihtiyaç duyan toplumsal hayvanlarız. Başkalarının onayına ihtiyaç duyarız ve ahlaki yaşam temelde bu tip bir onayla ilgilidir. Sadece iyi ve şerefli görünmek istemeyiz, aynı zamanda iyi ve şerefli olmak isteriz. Dolayısıyla, ödevler temel "şereflilik kaynaklarından" türetilmelidir.
Sayfa 277Kitabı okudu
Kılıksız bir budala olmaktansa zarif bir budala olmak yeğdir.
Kant ruhumuzun bu diğer gezegenlerden birinde yaşamaya devam edebileceğini söylediğinde ise teolojik görgü sınırını aşmış oldu.
Halden anlama hassas bir duygudur ve sadece derin hassasiyete sahip insanlara özgüdür...
"De nobis ipsis silemus". (Kendimizden söz etmiyoruz). Kant
Ben kendimin ve tasarımlarımın nesnesiyim. Aynı zamanda bana dışsal bir seyin de var olması benim kendi ürettiğim bir şeydir. Ben kendimi oluştururum. Her şeyi kendimiz oluştururuz.
Kant'ın ciddi bir görünüşü vardı. Pek sık gülmezdi. Mizah anlayışı varsa da, diğer öğrencilerin alışık olduğu tarzda kendini göstermiyordu. Ama en azından filozofların metinlerindeki mizahı kavrayabiliyordu. Zekâsı dostlarından çoğunun kavrayamayacağı kadar inceydi. Üstelik duygularını göstermeyen bir karakteri vardı. Kendiliğinden kahkaha atmak da kontrolsüz neşeye kapılmak anlaşıldığı kadarıyla doğuştan uzak olduğu özelliklerdi. Bunlar ona duygu patlamalarını bastırma eğilimi kazandıran pietist eğitimin etkisi olabilir de olmayabilir de. Königsberg'de Tanrı'nın çocukları kontrolsüz ve disiplinsiz davranışlar göstermezdi. Hayatının sonraki safhasında bile kuru bir mizah anlayışı vardı, şakaları ise çok üstü kapalıydı ve ciddi bir edayla şaka yapıyordu. Kant öğrenciyken bile kendini kontrol etmeyi en yüce erdemlerden biri sayıyormuş gibi görünüyordu.
Sayfa 44
Kant, çağdaşlarının hemen hepsi gibi, gençliğinde karşı cinsle sosyal etkileşim fırsatı hemen hiç bulamamıştı.
Sayfa 34
Psikanaliz...
… aynı zamanda kişiliğinin ilk oluşumunda annesinin çok önemli olduğunu ve daha sonraki kişiliğinin temelini onun attığını düşünüyordu. Annesini çok seviyordu ve onu el üstünde tutuyordu. Antropoloji derslerinde, genellikle babaların kızlarını, annelerin oğullarını şımarttığını … söyler.
Sayfa 9
En büyük ve ihtişamlı şaheserimiz gereğine uygun bir hayat sürmektir.
Kant'in hayat hikayesini anlatmak zordur. Çünkü ne bir hayatı olmuştur ne de bir hikâyesi. Almanya'nın kuzeydoğu sınırındaki eski bir şehir olan Königsberg'in kuytu bir yolunda mekanik bir düzende, neredeyse tamamen soyut bir bekår hayatı yaşamıştır. Katedraldeki büyük saatin bile, hemşerisi Immanuel Kant kadar tutkuyla ve düzenle çalıştığını sanmam. Uyan, kahve iç, yaz, ders ver, ye, yürüyüş yap, her şeyin saati belliydi ve Kant gri paltosu ve elinde İspanyol bastonuyla kapı önüne adımını attığında komşuları saatin tam öğlenden sonra üç buçuk olduğunu bilirlerdi.... sıra sıra ıhlamur ağaçları olan küçük yolda sekiz kere gidip gelirdi - bunu her mevsim yapardı, hava bulutlu olsa, yağacak gibi olsa bile çıkardı. Koltuğunun altına bir şemsiye sıkıştırmış yaşlı uşağı Lampe'nin endişe ve kaygıyla, kaderin bir sureti gibi ardından yürüdüğünü görmek mümkündü.
Kant Königsberg’lilerin “filozof kralıydı”.
İki şey ruhumu merak ve huşu ile dolduruyor: Üzerimizdeki yıldızlı sema ve içimizdeki ahlak yasası.' Immanuel Kant
Ülkenin yöneticilerinin karşısına dikildiğinde şöyle sormuşlar Solon'a: "Seni bu kadar cesur kılan nedir?" Gülümseyerek cevap vermiş: "Meine Herren, yaşımdır."