Gelin dostlar, Yeni bir dünya aramak için vakit çok geç değil... Günbatımının ötesine uzanmak için. Yeri göğü sarstığımız Eski günlerdeki kadar güçlü olmasak da Hâlâ mangal gibi yüreğimiz var. Zaman ve kader güçsüz kılsa da bizi, Sapasağlam irademiz var, Çabalamak, aramak, bulmak Ve pes etmemek için.
Çıkarlar bitince herşey biter !!
Nevzat Hanım’ın ziyaretini Cemal Bey nereden Öğrenmişti? Daha ertesi günden itibaren bana karşı buz gibi soğuktu. Hususi işlerinde yaptığı tenkitler resmî işlerine de geçti. Hiçbir yaptığımı beğenmiyordu. Kağıtları suratıma atıyor, hademelerin karşısında bile bağırıp çağırıyordu. Bu artık hayat değildi, hakiki cehennemdi. Her dakika mangal dolusu ateş yutuyordum.
Sayfa 179 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
Reklam
CANIM İSTANBUL Ruhumu eritip de kalıpta donsurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey;hava,renk, edâ, iklim; O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizde toprak, yalnız onda ermiş visale; Ve kavuşmuş
Yenilirsek İstanbul'a istese de, kimse dönemez... Çünkü payitaht düşmüş olur... Şartlar ne olursa olsun, düşman ne kadar kuvvetli olursa olsun, onları yenmek zorundayız. Başka çaremiz yok. Dünyada hiçbir ordu bizim kadar kazanmak mecburiyetinde kalmamıştır. Bu yüzden her türlü ayrıntıyı düşünüp ona göre hareket ediyoruz. Onlar son model silahlarla bize saldıracaklardır. Ama onlarda olan bizde, bizde olan onlarda yok. Her şey silah demek değildir. Silahı tutan elin yüreği de mangal gibi olmalı, yürek yoksa silahın pek bir ehemmiyeti yoktur. Ölümü göze almış bir insan korku duymaz. Etrafına bir bak. Asker ölümü bile hakir görüyor. Bu bizim için çok önemlidir. Ama ya onlar? Muhtemel bir savaşı turistik gezi gibi düşünüyorlar. Truva'yı Dardanos'u Annibalın mezarını merak ediyorlar. İda Dağı'nda av partisi düzenleyecek olmanın hayalini kuruyorlar. İstanbul'u yağmalayacaklarının rüyasını görüyorlar... Her şey onların tahmin ettiği gibi kolay olmayacak. Bir ordu savaşta zaferden başka bir şey düşündü mü peşinen yıpranmıştır. Böyle biline. Ne ki onlar da bunu yakında görecekler... Bu şeref, namus ve en önemlisi, iman mücadelesidir. Biz savaştan galip çıkmak zorundayız. Bunun aksini bile düşünmek istemem.
Sayfa 109Kitabı okudu
Hiç unutmam, İzmir’de Basmane’deki havuza güzellik olsun diye ördek bırakmıştı belediye... Ertesi sabah yok. Bi daha bıraktılar. Ertesi sabah gene yok. Bi daha bırakmadılar. Çünkü anlaşıldı ki, av eti ayaklarıyla Alsancak’ta satıyorlar ördekleri. Oha filan demeye kalmadı, Aliağa’da iki balıkçı, kuş cennetinden arakladıkları pelikanları
Alıntı #2
"...Peki alınları açık olsa, neden gerek duysunlardı ki, acemice tedbire? Divan-ı Harb'de yargılanmayı talep etmek için ille de Sultan Abdülhamid Han gibi mangal yürekli mi olmak gerekiyordu? Kaldı ki, kendisi istediği halde, başlarına iş açmamak için yargılanmasına izin vermeyenler, bizzat Jönlerimiz değil miydi? Onun 'neler' bildiğini hepsi de pekala biliyorlardı çünkü. Sultan Hamid'in yargılanma arzusunu hatırlarında bize aktaran Fethi Okyar da biliyordu kuşkusuz."
Sayfa 20 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bağışlamak unutmaktır, unutmaksa vazgeçmek, suçtan ve suçludan: geçmişten. Lakin vazgeçmek mangal gibi değil, su gibi yürek ister."
Sayfa 59 - Kapı YayinlariKitabı okudu
Doğal olarak hüznün öne çıktığı Çanakkale Savaşı kara mizah yönünden de oldukça zengindir. Ne var ki, bu algılama çok sağlam ve derin bir entelektüel birikim ve keskin bir zekanın ürünü olan metaforlar gerektirdiğinden edebiyatımızda ve tarihçiliğimizde hayli zayıftır. Çünkü kara mizah, var olan değerlerin doğru ya da yanlışlığını tartışmaz,
Erica, erkekler ile mangal arasindaki ilişkiyi bir türlü anlayamiyordu. Normalde tavada bir parça eti pişiremeyen adamlar ,mangalda pişirme konusunda kendilerini virtüöz gibi görüyorlardı.
618 öğeden 601 ile 610 arasındakiler gösteriliyor.