1. Schopenhauer - Say yayınları dizisi
2. Schopenhauer - İsteme ve Tasarım olarak dünya
3. Schopenhauer - Aşkın metafiziği
4. Rudiger Safranski - Felsefenin yaban yılları( Schopenhauer biyografisi)
5. Nietzsche - Böyle buyurdu zerdüşt
6, Nietzsche - Putların Alacakaranlığında
7. Nietzsche - İyinin ve kötünün ötesinde
8. Nietzsche - Ecce
Bir okur olarak sosyal medyada bu siteye rastladığımda artık altını çizdiğim cümlelere daha kolay ulaşabileceğim için çok sevinmiştim. Kişisel bir okuma arşivi ve takvimsel bir disiplin edinebilecektim. Aynı zamanda aynı ilgi alanına sahip kişilerin sayfalarından yeni kitap isimleri ve tanıtımlarına ulaşma fırsatım da olacaktı. Yani amacım daha fazla kitaba daha hızlı ve kendi okuduklarıma daha kolay ulaşmak.
Farklı kişilerle tanışmak, dostluk kurmak veya sosyalleşmek gibi amaçlara hizmet eden sanal sitelerden biri olduğunu hiç kabul etmek istemedim. Bir kitabın veya derginin sayfalarını çevirir gibi okuyorum alıntıları ve incelemeleri. Paylaşan kişileri değil paylaşımları beğeniyorum. Çetele tutarak ‘takipçi kasmak’ ve strateji uygulayarak beğeni yapmak gibi bir derdim yok. Youtube kanalım, blogum, twitter’im ve instoşum da yok. Burada yazarcılık oynamıyorum. Sadece bir okurum. Takipte olduklarım sayfasını beğendiklerimdir, paylaştıklarım alıntısını paylaşırken kaynak belirtme amacı taşır. İnsanlara hayran olma yaşını çoktan geçmiş biri olarak, kitaplarla dostluğu seçmekte ne kadar haklı olduğum tecrübelerle sabittir.
Kasmayın arkadaşlar, hayat sizden daha kendini beğenmiş nicelerini gömdü. İki sayfa kitap okumak kimseyi bilge yapmaz. Asıl öğretici her zaman ve her zaman hayattır.
Herkese güzel pazarlar...
•
"Bu Cellatlar Çok İyi Yürekli İnsanlar"
spoiler!
Giyotin, kulağa oldukça ürkütücü geliyor ki öyle de olmalı. Bir dakika aynı isimli bir yarışma programı vardı, bir televizyon programı neden bir ölüm makinesi ile anılmak istendi asla anlamadım tıpkı insanların her gün neden daha fazla ölüm istediğini anlamadığım gibi.
Bazı kaynaklar
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
Yağmurlu bir Ankara gecesi. Mayıs ayında olmamıza rağmen bu gri şehirde haftalardır yağmur yağıyor. Sanki evren bana ‘başla artık şu efsane kitaba’ diyor çünkü Dostoyevski okumak için her zaman kasvete ihtiyacım var. Aslında sabahtan hazırladım kendimi bu geceye. Çok heyecanlı bir gün geçirdim çünkü bu kitabı tam ik senedir elimde bekletiyorum,