Çünkü ben bir Arap, Farisi, Kürt, Azeri, Şii, Sünni ya da herhangi bir dini, etnik ya da mezhepsel bir kimlik ile değil bir insan olarak oralarda bulundum ve bu coğrafyanın insanı olarak olup bitenlere kendi gözlüğümle baktım.
Öldürülmüş bebeğine sarılarak yerde oturmuş bir kadına yanaşıp yardımcı olmaya çalıştığımızda "Eğer yukarıda Allah varsa dokuz ay on günde değil 9 günde doğurmamı sağlamalı. Çünkü ben bu katliamların intikamını sürekli çocuk doğurarak alabilirim" demişti. O kadının inanılmaz anlam içeren bu sözlerini hiçbir zaman unutmadım ve kadının gökyüzüne bakan o anlam dolu gözlerini hep hatırladım. Çünkü savaşın gerçek anlamını ilk kez o gözlerde görüp iyice kavramıştım.
O gözlerde Filistin halkının tüm acılarını görüp paylaşmıştım.
Çünkü o gözler Filistin'in ta kendisidir.
Filistin ise benim vicdanımdır.