Mantığa hayran kaldım.:)))
Bu yıl herhalde pek fazla koleksiyon yapmayacağım, bu kız kafamı çok meşgul ediyor. Yani hasılatım düşük olacak, ama büyük ikramiyeyi alma umudum var.
Epub
Gulyabani
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın ruhu için bir fatiha alalım öncelikle çünkü kendisi hiciv türünün kralıdır. Efsuncu babadan sonra okuduğum ikinci eserinde yine batıl inançları eleştirip ve bunun mizahını çok iyi şekilde kaleme aldığını söylemeden edemeyeceğim.
Süt kardeşler filminden Gulyabani dedemizi biliyorsunuz zaten kanımca. Onun orjinali olan bu eseri okurken gülmekten karnıma ağrılar girdi ve yazar artık benim kendi listemde artık üst sıralarda kendine yer buldu.
Bilim ile din her zaman bir yerlerde kesişir veya bilim yerine mantık diyelim. Din dediğimiz şey manevi tarafa fazla bağlı olduğu için bazen insanlar o kadar çok bağlanıyor ki hem mantıktan hem de dinden kendilerini soyutlayıp kendi hayal alemlerini oluşturuyorlar ve akıllarını bilgiye ve mantığa kapatıyorlar.
Yazar bu durumu o kadar çok güzel eleştirmiş ki ben okurken hem hayran kaldım hem üzüldüm. Üzülmemin sebebi ise hala bu tür inanışların ve kafa yapısının bulunduğumuz zamanda hala varlığını sürdürüyor oluşudur.
Mantıklı insanların sayısı arttığı zaman ancak dünyadaki refah seviyesi yükselecektir. Çünkü mantıklı olmak evrensel bütünlüğü sağlamanın tek yoludur.
591 syf.
7/10 puan verdi
Kitabı sadece meraklılarına (felsefe) önerebilir ve kitabın sonunu da sadece meraklılarının getirebileceğini savunurum.
Kitap çok katmanlı; mekansal, olaysal ve karakterlerin psikolojilerini derin şekilde yansıtmış bir yapıt.
kitapda olanlar sofie’nin hayali miydi; Sofie mi hayaldi yoksa Hilde mi ?
gerçek olan Hildenin babasının hayali miydi ?
Bunların hepsinin ötesinde bunlar yazarın hayali ve bizim zihnimizde cevap arayan sorular mıydı?
cevabı herkes için değişir burda değişmeyen tek şey; bilinçtir.
Descartes’ın rüya argümanında söylediği gibi rüyalarımız mı gerçeğimizdir yoksa rüyadan uyandıktan sonraki gerçek sandığımız yaşamımız mı ? Bunlardan hangisi gerçek, hangisi rüyadır ?
Bu soruların hiçbir anlamı yok her iki halde de ( Rüya sandığımız gerçek ya da gerçek sandığımız bilinç aynıdır. )
Önemli olan bunu düşünüyor olmamızdır. Yani cogito ergo sum ( düşünüyorum öyleyse varım)
Kitabın sonu bu yoğun okuma sürecine değecek bir kalite sunmuş. Sadece o sonundaki haz için bile iyi ki okumuşum dedirten bir kitap oldu. Uzun süre sayfaya baka kaldım, tekrar tekrar okudum ve kitap boyunca kurgulanan mantıga hayran oldum.
Doğa filazoflarından başlayıp ilk çağ filazoflarına Avrupa tarihine; rönesans, Barok dönemine, Spinoza’ya, Aydınlanma Çağından romantizm dönemine darwinden, freud a ordan günümüze kadar süre gelen ( daha bir çok ) bölümlerle oluşturulmuş bir kitap. felsefe tarihi için iyi bir başlangıç kitabı olabilir.
İLGİLİLERİNE TAVSİYE EDER; haricen uzaktan sevmenizi öneririm. ️ iyi akşamlar diliyorum.
"yarım yamalak şeylere yer yoktu; yaşam ya hep ya hiçti."
Büyük bir tutkuyla okudum Frida Kahlo'nun yaşam öyküsünü. Hakkında bölük pörçük bir şeyler bildiğim, belki de gizli gizli hayranlık duyduğum bu muhteşem kadını yakından tanımak istemiştim çünkü.
Sindire sindire okumak zorunda kaldım, biraz uzun sürdü o nedenle.
Bir kadının tek bir yaşamda çektiği bunca acıyı tek seferde okuyup bitiremedim. Empati
Satranç Üzerine
"Bize hiçbir şey yapmadılar -sadece bizi en mutlak anlamdaki hiçliğin içerisine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır baskı uygulayamaz."
•
Hikaye New York'tan Buenos Aires'e giden gemiye bir dünya satranç şampiyonunun binmesi ile başlıyor. Sonrası spoiler olur aldığınız keyfi kaçırır.
•
Yazar psikolog birikimini çok iyi kullanmış. İnsanların neden her listede mutlaka okunması gereken eserler listesine koyduğunu biraz anlamış bulundum. Karakterlerin psikolojik sıkıntılarını çok iyi işleyip mantıksal gerçeklerle işlemeyi başarmış. Okurken sıkmıyor kesinlikle ve oldukça keyif aldım okurken. Anlatım biçimi ve akıcılığı muazzam. Bazen o kadar iyi betimleme ve benzetmeler yapılıyor ki aklım almıyordu tekrar okumak durumda kalıyordum. Okurken az da olsa satranç oyununa hakim olmanız aldığınız keyfi artıracaktır. Satrançta usta olmayı çok isterdim. Lisede turnuva yapılmıştı. 3 turdan elenmiş olmam pes etmeme yetmişti. :D
•
Bu kısımdan sonrası spoiler içermekte.
2.karakteri işlerken hayran kaldım. İnsanın kendi kendisiyle kapışması fikri cidden garip geliyor. Yazar psikolog birikimini öyle iyi kullanmış ki mantık çerçevesinde, hayran olmamak elde değil. Sonu da tabi mantığa uygun olmak durumunda kaldı. O biraz beni üzdü. İnsan hepsine ders vermesi gerektiğini hissediyor. Dünya şampiyonun yaptığı tespitler kazanma yolunda iyi yıpratma uygulamasına izin verdi. Okurken 2.maça geçtiği gibi bariz son aklımda canlanmış oldu. Güzel bir deneyimdi. Okumanızı tavsiye ederim.
SAE: Deryadil hayatlar, kıymetli zamanlar
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın okuduğum ilk kitabıydı; öyle hayran kaldım ki diline, kelimelerine, betimlemelerine...Olayları, insanların duygu ve düşüncelerini öyle güzel ifade etmiş ki, gerçekten Türk Edebiyatına bu kitabıyla büyük bir zenginlik katmış diyebilirim. Eski Türkçe’den, Arapça’dan anlamını bilmediğim bir çok kelime vardı kitapta, okurken
