_Tinin Görüngübilimi, bilincin değişiminin yolculuğunun betimidir.
_Her şey kozmik tinin görüngüleridir. Bu gerçekliklerin dışında aşkın bir varoluş bulunmaz. Her şey bu dünyada olup biter ancak bilen özne ile bilinen şey mesela bilinç ve dünya aynı şeydir. Hepimiz her şeyi kapsayan kozmik ruhun parçalarıyızdır. O tekil ve tüm olan tin'dir.
Birliğe ulaşmanın bir yolu da ister sanatçı ister sanatçı olsun yaratıcı faaliyette bulunmaktan geçer herhangi bir yaratıcı çalışma içinde bulunan kişi kendi dışındaki dünyayı temsil eden nesnesi ile kendini bütünleştirir ister masa yapan bir marangoz ya da Elmas işleyen bir kuyumcu olsun ister ürününü yetiştiren Çiftçi ya da resmini boyayan
Bizden yüzyıllarca önce yaşamış milyonlarca insan, şimdi yaşamakta olanlar, köylüler, manevi değerlerden yoksun olanlar, bilge kişiler, bunun üzerinde düşünüp yazılar yazmış olanlar, kendi basit dilleriyle gene aynı şeyi geveleyenler, hepsi, hepsi bu noktada birleşiyor. Hepsi ne için yaşamamız gerektiğini, neyin iyi olduğunu biliyorlar. Bütün insanlarla birlikte. ben de sağlam, kuşku götürmez, mutlak bir bilgi kırıntısına tutunuyorum. Öyle bir bilgi kırıntısı ki, akılla, mantıkla açıklanamaz; çünkü mantık alanının ötesindedir, üstündedir. Hiçbir nedeni olmadığı gibi, gözle görülür hiçbir sonucu da yoktur. İyiliğin de bir nedeni olsaydı, iyilik olmaktan çıkardı; ya da gözle görülür bir sonucu olsaydı - ödüller, örneğin - gene iyilik olmaktan çıkardı. Sonuç olarak, iyilik neden-sonuç kuralının ötesindedir diyebiliriz. Biliyorum bunu, benim gibi herkes de biliyor. Beni inandıracak bir mucize bekliyordum. İşte mucize! Var olan, her yandan beni kuşatan, olabilecek tek mucize işte bu! Bense farkına bile varamadım! Bundan daha büyük mucize olabilir mi ki? Her şeyin çözümünü bulmuş olabilir miyim? Bütün çektiklerim sona ermiş olabilir mi?
Sayfa 887 - Ülkü Basım Yayın 1985 BaskısıKitabı okudu
adalet saraya muhtaç mıdır?
Adalet Saraya Muhtaç Mıdır?
Adalet ve saray tamlaması veya tanımlaması ne derece doğru sizce? Biri diğerini tanımlayabiliyor mu veya tamamlayabiliyor mu?...
Evrensel ve yerel, hukuki normlar hiyerarşisinin hiçbirinde, hiçbir yasada, hukuk felsefesi ve teorisinde “Saray” unsuruna ihtiyaç duyulmamışken, adliye binalarının en tepesine, sanki
Sokak fenerlerini düşünürken gökyüzüne baktım. Koyu karanlıktı, ama öbek öbek bulutların arasından dipsiz kara lekecikleri açıkça seçebiliyordum. Birden bu lekelerin birinde küçücük bir yıldız fark ettim ve dikkatle incelemeye başladım. İzlerken birden bir düşünce geldi aklıma: Evet, bu gece kendimi öldürecektim. Daha iki ay önceden aklıma
Mantık her şeyin üstündedir.
Hangisi haklıydı? Mantığın sesini mi dinleyeceğiz yoksa duyularımıza mı güveneceğiz?
Sayfa 45
