"Son zamanlarda dilimizin pelesengi "ben bunu mantıki olduğu için yaptım" veya "bu inşaatın icap ettirdiği şekildir! Bu, şu ihtiyaca takabül edecektir!" İlah! Yürütülen bu mantıki esbabı mucibeler serisinin kendi kendimize bile itiraf edilmeyen duygulara kalkan vazifesi görmekten başka rolü yoktur. "Bunu güzel olsun diye yaptım yahut şu hissi vermek istedim," diyebilmekten çekinmek niçin?.. Şu halde (yeni) mimarinin ilim tarafından gayesi taayyün etmiş oluyor. Bu kifayet edecek midir? Hayır. (Çünkü) hislerimizle idare olunuyoruz. Kararlarımızı tartarsak, en mantıki zannettiklerimizde bile, mantıkın rolü hislerimize destek olmaktan fazla değildir. Bunu böylece itiraf eden kaç kişi vardır?.. Nitekim yeni mimariyi tarif ederlerken bilmem dikkat ettiniz mi, şu evsaftan bahsediliyor: ucuz, sıhhi, inşai, hulasa mantıki. Bunlar öyle kaideler ki laalettayin bir fen adamı bu şeraiti haiz binalar vücuda getirebilir. Akıl bunları bilriyaziye halleder. Çıkacak makinaya bir san'at eseri mi diyeceğiz?"
Sayfa 197 - Sami Macaroğlu | "Mimaride His ve Mantık"