Mantık mı duygular mı??
Asıl sebebi bulamayınca her şeyi boş verirsin. Bir kerecik bilinçli olmayi bir yana koyarak, ilk sebebini aramadan, uzun boylu düşünmeden, körü körüne bırak kendini duygularının akışına; sev ya da nefret et, boş durmamak için bir şeyler yap yeter ki! Peki bu bir çözüm mü? En geç ertesi sabah bu danışıklı kanma yüzünden kendini küçük görmeye başlarsın. Sonuç ise yine sabun köpüğü ve yine eski tembellik.
OLİGARŞİK KOLEKTİVİZMİN TEORİ VE PRATİĞİ, Emmanuel Goldstein Birinci Bölüm Cehalet Güçtür. Bilinen tarih boyunca, olasılıkla Neolitik Çağ'ın sona ermesinden bu yana, dünyada üç tür insan olagelmiştir: Yüksek, Orta ve Aşağı. Bunlar kendi içlerinde de pek çok alt bölüme ayrılmışlar, sayısız ad taşımışlar, sayıları ve birbirlerine karşı
Can
Reklam
İşkence, ya da CIA’in diliyle ‘zorlayıcı sorgulama’, tutsakları iradeleri dışında itirafta bulundurmak amacıyla derin bir desoryantasyona ve şok durumuna sokmak amacıyla tasarlanmış bir dizi teknik demektir. Esas mantık, 1990’ların sonlannda gizliliği kalkan iki CIA kılavuzunda aynntılı bir şekilde ortaya koyulmuştur. Orada, ‘direniş kaynakları’nı çözmenin yolunun, tutsaklar ile onların etraflarındaki dünyayı anlama yetenekleri arasında şiddetli kopuşlar gerçekleştirmek olduğu açıklanmaktadır. İlkin, duygular (başına torba geçirerek, kulakları tıkanarak, kelepçe vurarak, dış dünyadan tamamen izole ederek) herhangi bir algıdan yoksun bırakılır, sonra beden şiddetli bir uyarım bombardımanına tabi tutulur (hızla yanıp sönen ışıklar, yüksek sesli müzik, dayak atma, elektrik şoku).
Sayfa 20
Sadece mantık veya sadece duygu ile yaklaşım hüsranla sonuçlanabilmektedir çünkü ('Eş seçiminde mantık ve duygular el ele gitmelidir' kuralı bir kez ihlal edilmeye görsün).
Sürü insanın belli başlı dört özelliği şöyle sıralanmıştı: 1. Kişilik kaybı: kişiye özgü bireysel davranış biçimleri, ihtiras ve tutkuların baskısı altında ortadan kalkar. Onların yerini, içgüdüsel tepkiler alır. 2. Duyguların egemenliği: akıl ve mantık terk edilir, duygular ve içgüdüler öne geçerler. Nitekim geniş kitlelerin böylesine yaygın
Düşünce ve duygunun buluştuğu nokta olan prefrontal-amigdala devresi, yaşamımız boyunca hoşlandığımız ve hoşlanmadığımız şeylere ilişkin bil-gilerin haznesini açan tek anahtardır. Amigdaladaki duygusal bellekle bağ kopuksa, neokorteks neyin üzerinde düşünüp taşınırsa taşınsın, geçmişte onunla bağlantılı olan duygusal tepkileri başlatamaz; her şey belirsiz bir tarafsızlığa bürünür. İster sevilen bir hayvan, ister hiç hoşlanılmayan bir tanıdık olsun, dürtüler artık ne yakınlaşma ne de uzaklaşmaya yol açar; bu hastalar bu tür duygusal derslerin hepsini "unutmuştur”, çünkü amigdalada depolandıkları yere artık erişememektedir. Bu tür bulgular Dr. Damasio'yu, sezgilerimize ters gelse de,hislerin akıllıca kararlar alabilmek için vazgeçilmez olduğu kanısına götürmüştür; hisler bize doğru yönü gösterir, ondan sonra kuru mantık işe yarar. Yaşam bizi çok çeşitli seçimlerle baş başa bırakır (Emeklilik tazminatını nereye yatırmalısın? Kiminle evlenmelisin? gibi) ve hayat boyunca duygusal öğrenimle edinilenler (felaketle sonuçlanan bir yatırımın anısı veya acı bir ayrılık), başlangıçta bazı seçenekleri eleyip bazılarını öne çıkararak kararı şekillendirecek sinyaller verdirir. Dr. Damasio'ya göre, bu şekilde duygusal beyin, muhakeme alanında düşünen beyin kadar işe karışır. Demek ki, duygular mantıklı olmak için gereklidir.
Reklam
498 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.