136 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 5 days
'Yakıcı Sır' okuduğum on birinci Zweig kitabı. Her kitabında farklı bir konuyu işlemesi güzel fakat bu hikayedeki konunun biraz zayıf kaldığı kanaatindeyim. Yazarın, çocuğun bakışını genel olarak iyi yansıttığını düşünüyorum fakat on iki yaşındaki bir çocuğun annesinin yasak aşkını anlayamaması bana mantıksız geldi. Tüm hikaye buna dayandığı için, kitabı sıkıcı bulmasam da, genel olarak pek beğenemedim. 5/10
Yakıcı Sır
Yakıcı SırStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201942.3k okunma
440 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Ahmet Ümit kurgusu güzelde, olmayan bir şeyler var burada. Tasavvuf böyle bir şey değil. İnandırıcı gelmedi. Mevlana-Şems okumak istiyorsanız tercih bu olmamalı. Kitaptaki en güzel karakter Memnan karakteri. Konuşması, hareketleri beni çok eğlendirdi, gülümsetti. Ana karakter Kimya’nın bir yandan kendi içinde çözümleme çalışmaları babasını anlamak istemesi. “Derviş Allah’a daha yakın olmak için dünyadaki her şeyden ailesinden evladından vazgeçiyor. Kendisini aramaya çıkan oğlu derviş ile karşı karşıya geldiğinde derviş Allah’ım aramıza girmesine izin verme ya onun canını al ya benimkini diyor. Oğlan oracıkta can veriyor.” Bu hikayeyi vermişler kitap içinde, duy ve çıldırma. Akıl ile değil kalp ile sorgularsan her yandan mantıksız. Bence bu bir yoldur, gelip geçici olan dünya seni bağlamaz ölümü beklersin. Anlaşılabilir belki fakat Allah’ın istediği bu değil. Dünyadan vazgeç değil. Gerçek olan hiç ölmeyecekmiş gibi burada var olmak her an ölecekmiş gibi diğer tarafa hazırlanmak. Bu konu uzadıkça uzar.
Bab-ı Esrar
Bab-ı EsrarAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201936.4k okunma
Reklam
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Kitap ilk sayfalarından itibaren çarpmaya başlıyor. Güç sarhoşluğuyla zalimleşen bir yönetimin ne kadar ileri gidebileceğini göstererek başlıyor ve bu esnada, baş karakterin zihinsel yapısını ve savaşma motivasyonunu temellendiriyor. Kitap bu konuda oldukça dengeli. Dışarıdaki olaylara odaklanırken karakterin ruhsal tasvirlerini ihmal etmiyor
Devrim 2417
Devrim 2417Sinem Ataklı · Epsilon Yayınevi · 2021169 okunma
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Kişinin yaşadığı şeyler sonucu hissettiklerinden sadece kişi değil, toplum da sorumludur. Değersiz, yalnız, korkak, utangaç vs bu liste uzar gider. Kültürün bize yüklediği mantıklı mantıksız her sebebin sonucuyuz aslında. Önemli olan bilinçli olarak hangi noktada bizi nelerin etkilediğini bilmek ve anlamak. Hepsinden bir parça buldum kendimde. Ve kitabın sonunda ‘Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?’ diye soruyor ya. Ben ‘Buradayım!’ diyebildim..
Korkuyu Beklerken
Korkuyu Beklerken
Oğuz Atay
Oğuz Atay
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226.7k okunma
288 syf.
7/10 puan verdi
Kitaba olumsuz bir önyargı ile başladım ve devam eden sayfalarında da bunu haklı çıkaracak şeyler okudum. Fakat hemen hemen 100. sayfalarda bu kanım oldukça değişti. Başta ne diyor bu yazar? diye sorgulayıp mantıksız buldum fakat ilerleyen sayfalarda oldukça beğendiğim ve faydalı olabilecek şeyler okudum. Tabi çok aşırı güzel aşırı faydalı diyemeyeceğim ve bu konuya, bilinçaltının, duanın, inanmanın gücüne inanmayanlar için de pek bir şey ifade etmeyecektir kitap. Ben ise, bu ikisinin ortasındayım diyebilirim. Bilinçaltımıza ve zihin gücümüze ne Tanrısal bir güç atfederim ne de hafife alırım. Sonuçta gördüğümüz, duyduğumuz, yaşadığımız her şey orada depolanıyor. Bazen çok derinde bazen ise yüzeyde. Ayrıca evrende de hiçbir şeyin kaybolmadığı söyleniyor buna da inanıyorum. (Belki bilimsel olarak da kanıtlanmıştır emin değilim.) sonuç olarak; dili basit, akıcı, içerisinde yazarın danışanları ve tanıdıklarının hikayeleri olan çoğunlukla ilham verici ve ufuk açıcı, bazen de "o kadar da değil" dedirten bir eser olmuş.
Bilinçaltının Gücü
Bilinçaltının GücüJoseph Murphy · Koridor Yayıncılık · 200912.4k okunma
116 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Bazı insanların samimiyetsizliği o kadar samimi kiKarşınızda ortak amaçlarınızın olduğu birinin zihnini okuma fikrini düşünsenize insana imkansız, hatta mantıksız geliyor değil mi? Doğru da değil zaten. Ama ya altıncı his denilen, duyu ötesi algı durumu aslında gözlemlenebilir bir gerçeğe dayansaydı. Bence o zaman asla bir arada olamazdık. Çünkü özeleştiri bile yapamadığımız bazı konularda eleştirildiğimiz bir noktada insanlardan soğumak için elimizde çok net nedenlerimiz olurdu. . Kitapta da modern dünyanın kirli yüzlerine, toplumsal problemlerimize ve çalışma hayatımızda hepimizin ara sıra denk geldiği mobbinglere rastlıyoruz. Laurent Quıntreau, bizleri bir şirketin yönetim kurulu toplantısında karşılaştırıyor bu yüzlerle. 11 kurul üyesinin zihinlerini okuyarak tüm kirli çamaşırlarını öğreniyoruz. Kitabı Dante’nin İlahi Komedya’sının modern şekline uyarlanmış gibi. Dokuz kurul üyesi cehennem, bir üye cennet ve bir üye de araf başlığı altında zihniyle dillendiriliyor. Ama ne dillendirilme… Bir Kızılderili atasözü der ki “Sorularını yürekten sorarsan, cevaplarını da yürekten alırsın.” Sanırım bu bazı durumlarda koca bir yalan.
Cennet Cehennem Araf
Cennet Cehennem ArafLaurent Quintreau · Dedalus · 201794 okunma
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.