İnsan, çocukluğunun geçtiği bir şehre sürekli olarak gelip gittiğinde geçtiği yollara dikkat etmez, o çatıların, o kapıların, o pencerelerin kendisi için bir anlam ifade etmediğini, o duvarların kendine yabancı olduğunu, o ağaçların sıradan bir manzara teşkil ettiğini, içine girilmeyen o evlerin hiçbir işe yaramadığını, üzerinde yürünen o kaldırımların taşlardan ibaret olduğunu düşünür. Daha sonraları, orada olmadığınızda, o caddeler, o sıradan ağaçlar gözünüzde tüter, o çatıların, pencerelerin, kapıların eksikliğini hisseder, hiç kimsenin girmediği o evlere her gün girildiğini, o kaldırımlarda ruhunuzu, yüreğinizi, kanınızı bırakmış olduğunuzu fark edersiniz. Anılarınızda sakladığınız, artık göremediğiniz ve belki de hiç göremeyeceğiniz tüm bu yerler kederli bir sevince dönüşüp, melankolik bir görünümle size geri döner, kutsal toprakları sizin için görünür kılarken âdeta tüm Fransa'yı gözlerinizin önüne sererler ve onları o zamanki halleriyle sevmeye, anmaya devam edip, aynı şekilde kalmaları için ısrar edersiniz, çünkü bir ülkenin görünümüne bir annenin yüzü gibi bağlanılır.
Ne kötü bir manzara
Erzurum'da kan çılgınlığı son haddini bulmuştu. Şehrin galiba yarı nüfusu öldürülmüştü. Yalnız Gürcü Kapısı istasyonunda üç bin kadar ölü, bir odun veya kereste deposunda olduğu gibi, intizamla, âdeta zevkle, dizi dizi, yığın yığın sıralanmış istiflenmişti. Bunlar, Erzurum şehrinin kadın, erkek, çocuk Türk halkındandı. Sıraların, istiflerin bozulmaması, yıkılmaması için; boylarına, cüsselerine göre dizilen ölü sıralarının aralarına, yerine göre ayrı ayrı boylarda çocuk, yahut yaşlı ölü vücutları sıkıştırılmıştı. Bütün bunları yapanlar, belliydi ki, yaptıklarından zevk alıyorlardı. Bu zevki mümkün olduğu kadar uzatmak, daha fazla tatmak istiyorlardı. Sonunda bu yığınları belki gazlayıp, benzinleyip ateşe vereceklerdi. Bu yanan insanların, buram buram göklere yükselecek dumanları karşısında belki de sarhoş olup tepineceklerdi...
Sayfa 103 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Reklam
Her sabah yeni bir manzara görecekmiş gibi camlara koşup, değişen hiçbir şey olmadığını görmek ne soğuk.
°•○● Koku garip bir görme yetisidir.Öyle ki hemencecik bilinçaltının bir resmini çizerek duygusal bir manzara yaratır
Sayfa 70 - Zeplin KitapKitabı okudu
Karşımda duran manzara asla eskimiyordu. Ve kolumu dahi kıpırdatamadan beni oyuncak bebek gibi omuzlayıp banyoya taşıdı. Onu öperken ellerimi saçlarına doladım. Jonas ise bir goril gibi inliyordu. Tanrım, çıkardığı bu ilkel sese bayılı­ yordum. Ben onu öpüp saçlarına asılırken arkamdan suyu açtı. Sıcak su sırtımdan aşağı dökülüyor, göğüslerimden akıp gidiyordu. Çaresizce aletine uzanmaya çalışıyordum ama geri çekildi. “İzin ver,” dedim ama ıslak vücudundan aşağı kaymak için cevabını beklemedim. “Kontrol bende,” dedi katı bir sesle. Ama onu dinlemiyordum. Önünde eğildim ve aletini ağzıma aldım. Sıcak su başımdan aşağı boşalırken onu iş­ tahla emiyordum. Saçımdan bir parça yakaladı ve ağzımın içinde daire çizmeye başladı. Sanki onun acı çekmesine sebep oluyormuşum gibi inliyordu. Tanrım, bunu yapmak beni çok tahrik ediyordu. Ölüyormuş gibi ses çıkarıyordu. Ama mutluluktan tabii. Aşağı uzanıp kendime dokunmaya, Jonas’ın bana yeni dövmelerini gösterdiğinde yüzündeki ifadeyi düşünmeye başladım. Titriyor, inliyor ve daha önce hiç olmadığı kadar sert asılıyordu saçıma. Ama kafa derimde hissettiğim bu küçük rahatsızlıktan şikayetçi değildim. Özellikle de ona kendini bu kadar iyi hissettiriyorken. O kadar azmıştım ki zar zor nefes alıyordum. Kendime dokunmaya, onu emmeye ve Platonun yanma benim sözlerimi yazdırdığı yeni dövmelerini gözümün önüne getirmeye devam ettim. Bana olan aşkını İngilizce, tüm dünyanın görebilmesi için sonsuza dek derisine kazımıştı.
Sayfa 318
Ah yarabbim, dünle bugün... Hayat o hayat, manzara o manzara, güneş yine eski güneş, sema yine dünkü sema ... Fakat her taraf bugün nasıl nur ve berrak, her taraf nasıl renk ve koku, her taraf nasıl gülüyor , her şey, her taraf nasıl pürneşe... Çünkü ah yarabbim, çün kü dün yalnız seviyordum... Bugün biliyorum ki seviliyorum...
Sayfa 80
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.