Mao da ölür...
Belki de kendi sonunu en iyi özetleyen, yine kendisi olmuştu. 1975'teki bir konuşmasında " Ölümlerin de faydası vardır. En azından Toprağı gübrelerler" diyerek...
Savaşlar gereksizdir, fakirlik gereksizdir. Yeterince paramız yeterince kaynağımız var ama dünyanın kaynaklarının yüzde yetmişi savaşa harcanıyor. Bu yüzde yetmişin insanlığa ölüm getirmeye harcanmasına engel olunsa, kimsenin daha az zengin hale gelmesine de gerek olmayacak. Tüm fakir insanların yaşam düzeyi yukarı çekilebilecek. Marx'ın fikirleri, Lenin, Stalin ve Mao'nun fikirleri. Onla En tüm felsefesi zengin insanları fakir insanların seviyesine indirmek üzerine kurulu. Onlar buna komünizm diyor, bense apalık Benim düşüncem tüm fakirleri gitgide yükseltmek Ve onları en zenginlerin düzeyine taşımaktır. Fakirliğe gerek yok. Ayrıca sınıflara ayrılmamış bir toplumum olacak ama bu toplum Zengin insanlardan oluşacak.
Sayfa 68 - OmegaKitabı okudu
Reklam
Mao'nun çelik saplantısına tıpkı diğer saplantilarında olduğu gibi karşı konulmuş değildir. Orneğin tahılı yiyen güvercinlerden hoşlanmazdı. Bu nedenle bütün aileler seferber edilmişti. Evlerin dışında durur ve kuşları ağaçtan uçmaya zorlamak için madeni eşyayı birbirine çarpardık. Böylece kuşlar hep havada kalacaklar ve sonunda yorgunluktan düşüp öleceklerdi. Bugün bile avlumuzdaki büyük ağacın altında biz çocukların ve devlet memurlarının yaptığımız gürültüyü hala hatırlarım.
Mao'nun yok etme emrinin başlıca hedefleri kitaplardı. Bunlar son birkaç ay içinde yazılmamışlardı ve bu nedenle her sayfalarında Mao'dan söz edilmemekteydi; bazı Kızıl Muhafızlar bunların "zehirli otlar" olduğunu söylüyorlardı. Marksist klasikler ve Stalin, Mao ve Lu Şun'un kitapları dışında kalan bütün eserler Çin'in dört bir yanında yakılmaktaydı. Ülke yazılı mirasının büyük bir kısmını kaybetmişti. Kurtarılan kitaplardan çoğu da daha sonra milletin sobalarında odun niyetine yakıldı.
Mao köylülere tılsımlı bir tedavi sunuyordu: kitle halinde yetiştirilecek olan "doktorlar": çıplak ayaklı doktorlar. "Onların o kadar uzun bir eğitimden geçmeleri gerekmez. Standartlarını pratikte bulup yükseltebilir," demişti. 26 Haziran 1965'te de sağlık ve eğitim için rehber olacak sözlerini söylemişti: "Ne kadar çok kitap okursanız o kadar aptal olursunuz."
Bob hala kalabalıkları çekmeye devam ediyordu, özellikle de turistleri. Nereden gelirlerse gelsinler, durup onunla konuşuyorlardı. Sanırım artık, Afrikancadan Galceye kadar olabilecek her lisanı duymuş ve hepsindeki kedi kelimesini öğrenmiştim. Çekçesinin kocka, Rusçasının koshka, Türkçesinin kedi ve Çincesinin, benim favorim olan mao olduğunu biliyordum. Büyük liderlerinin bir kedi olduğunu öğrendiğimde gerçekten çok şaşırmıştım!
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.