Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Maradona by Kusturica (2008, belgesel)
Bu yolculuklara, küçük ülkeler olarak trenlerimizin sonunda ana yola çıkacağına dair büyük umutlarla çıktık. Gençliğimde varoşlardan merkeze giderken trenlere atlayışımızı hatırlıyorum. Büyüdükçe de, zavallı evlerimizin tavanlarına tren kompartımanlarından titreyen gölgelerin yansıdığı o uykusuz geceleri hatırlardık. Onlar da, faşist yönetimlerin idam etmek ya da Bolşeviklerin ağır cezalarını çektirmek üzere insanları doldurdukları trenlerdeki gibi aydınlık ve karanlığın, gürültü ve sessizliğin oynadığı oyunların aynısıydı.
Maradona by Kusturica (2008, belgesel)
İnsanların Buenos Aires'te, şafak vaktinde açık alandaki kafelerde toplanıp tango dinleyip ağlamalarını izledim. Tango, 1883 yılında bir genelevde ortaya çıktı ve Jorge Luis Borges, tangoyu "yaslı kocaların dansı" diye tanımlar. Tango, dansçıların ileri geri gidip gelmesiyle bir ağırbaşlılık ifadesi fikrini ortaya çıkardı. Tango, açık bir şekilde Thanatos ile Eros'un birleşimini ifade eden bir danstır. O "ram tam tam tam" hareketinde ölüm kadar zarif, doğum kadar güçlü olan hayatın temel unsurları birleşmiştir ve hareketlerin değişmesi, zamanın düşünceleri nasıl da düzelttiğini ve ağzımızı her açtığımızda saçmalama riskimizin ne kadar çok olduğunu anlatır. Tangonun eski zaman genelevlerinde ortaya çıkmış olması ona günümüz genelevlerinde asla bulunamayacak olan bir masumiyet katar.
Reklam
Maradona by Kusturica (2008, belgesel)
Kendisine daha çok para teklif eden River Plate ile Boca Juniors arasında seçim yaparken, Diego tamamen bu aristokratik sebepler yüzünden Boca'yı tercih etti. Boca daha az para ödüyordu ama onlara katılarak yıllar öncesinde Bombonera Stadı'nın yanından geçerken babasına günün birinde Boca için binlerce insanın önünde top oynayacağına dair verdiği sözü gerçekleştiriyordu. Diego, Boca'nın stadına 24 yıl sonra, taraftarlarının önüne elinde zayıf aleviyle ürkekçe uyuşturucu bağımlılığının yer altı dünyasından gelen yolunu aydınlatan bir fener taşıyarak, emekli bir futbolcu olarak geldi. Bir kez Tanrı, her zaman Tanrı.