Eğer bir adam, bir adamın oğlunun gözünü kör ederse, onun gözünü de kör edeceklerdir. Eğer bir adamın kemiğini kırarsa, kemiğini kıracaklardır.
Sayfa 100 - Türkiye İş bankası
O tahtta halkını dinlemek üzere oturuyordu ve herkes ona yaklaşıp derdini anlatabiliyordu. Böylece kral ile halkı arasında şahsi bir bağ kuruluyordu.
Sayfa 94 - Türkiye iş bankası
Reklam
Tanrılar, kralı seviyordu ve o da karşılığında onların ihtiyaçlarını karşılayıp dinlerine destek veriyordu. Bunun ödülü olarak, ülkeye bereket geliyordu ve halk zenginleşiyordu. Böylece kral halkının emniyette olmasını ve iyi beslenmesini güvence altına alıyordu. Toprağın artık ürünü tanrılara sunulup onların ihtiyaçları da karşılanıyordu.
Sayfa 81 - Türkiye İş bankası
Babilliler, tanrılarını neredeyse insan gibi görüyorlardı: tanrıların da insanlarla aynı ihtiyaçları vardı, sadece onların ihtiyaçları daha büyük ölçekteydi. Tapınaklar onların eviydi, evlerinde rahipler tarafından beslenmeleri, giydirilmeleri ve bakılmaları gerekiyordu.
Sayfa 81 - Türkiye İş bankası
Her şehrin kendi baş tanrısı vardı ve şehrin ana tapınağı bu tanrıya ait oluyordu.
Sayfa 77 - Türkiye İş bankası
Hammurabi sözcüğü ise Amurru dilinde "aile" (hammu) ile Akkadca sıfat "büyük"ten (rabi) oluşuyordu.
Sayfa 2 - Türkiye İş bankası
Reklam
..Nanaya ve kral Hammurabi adına yemin ediyorum sana, Bunlar gerçek hislerimdir, Senin aşkın benim için kaygı ve kederden ibarettir...
Sayfa 123Kitabı okudu
..Hammurabi savaşı kazanıp Mari’yi yağmaladığında komşularını imha etme projesini tamamlamakla kalmadı, aynı zamanda yaptıklarını büyük bir canlılıkla tasvir eden arşivleri de bilmeden yok etmiş oldu...
Sayfa 63 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hiçbir kral tek başına gerçekten güçlü değildir.
Sayfa 9
Geri123
239 öğeden 231 ile 239 arasındakiler gösteriliyor.