Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ya acı çekmekten ya da sevmekten vazgeçmem gerekiyordu. Çünkü başlangıçta arzu tarafından yaratılan aşk, daha sonra da ıstıraplı bir kaygıyla beslenebilir ancak.
Sayfa 101 - Yapı kredi yayınları
Aşk, tedavisi olmayan bir hastalıktır.
Yapı kredi yayınları
Reklam
Bence insanın kimi sevdiğini belli etmesi aptallık; ben, tam tersine, birinden hoşlandığım an, hiç ilgilenmiyormuş gibi yaparım. Böylece kimsenin de haberi olmaz
Sayfa 56 - Yapı kredi yayınları
"Hayat değiştikçe bizim yalanlarımızı gerçeğe dönüştürür."
Sanki iki insanın arasında sınırlı bir miktarda sevgi bulunması kaçınılmazdı. İki kişiden birinde sevgi fazlaysa, bu fazlalık mecburen öteki kişiden alınacaktı.
Arzu olmasa belki hayal kurmazdık, oysa hayal kurmak yararlıdır, hayallerimizin yıkılışını görürüz.
Reklam
Aşk belki de bir heyecanın ardından ruhu sarsan çalkantıdan başka bir şey değildi.
“ Sımsıkı kapalı bir fanusun içinde yaşasak bile, çağrışımlar, hatıralar bizi etkilemeye devam eder."
Yapı kredi yayınları
“Hiç şüphesiz, sahip olmak için arzu etmiş olmak şarttır. Bir çizgiye, bir yüzeye, bir hacme ancak aşkımız oraya yerleşmişse sahip olabiliriz.”
“Bir kadını sevmeye nasıl başladığımızı hatırlamak istediğimizde zaten ona aşığızdır; aşık olmadan önceki tahayyüllerimiz sırasında, ‘Bu bir aşk başlangıcı, aman dikkat!’ diye düşünmeyiz; tahayyüller biz pek de farkına varmadan, birer sürpriz olarak gelişir.”
Reklam
Anlatıcı'nın kendisinin, paradoks gibi görünen, baş döndürücü bir anlatımla, Marcel adını varsayımsal olarak kendisi için ilk kez kullanışı şöyledir: "Albertine'in dili açılırdı, 'Canım' ya da 'Canım benım' der ve adımı söylerdi; yani anlatıcıya bu kitabın yazarının adım verecek olursak, 'Canım Marcel'im', 'Canım Marcel'im benim' derdi" (Mahpus; II, 2154).
Sayfa 43
ALBERTINE Kayıp Zamanın İzinde'nin Anlatıcı' dan sonraki en önemli kişisi. Romanda adından en çok söz edilen (2360 kez) kişidir. Esmer tenli bir genç kız olarak betimlenen Albertine aynı zamanda yeşil, mavi ya da menekşe gözlü , geniş yanaklı, küçük pembe burunlu olarak da gösterilir. Oluşsal eleştiri (genetik eleştiri)
Sayfa 42
Vücudumuz, sadece bacaklar, kollar gibi uzuvlardan oluşsaydı, hayata tahammül etmek kolay olurdu. Ne yazık ki, içimizde kalp adını verdiğimiz o küçük organı da barındırırız; kalbimiz, yakalandığı bazı hastalıklar sırasında, belirli bir kişinin hayatına ilişkin her şeye karşı son derece duyarlıdır; örneğin o kişinin bir yalanını -kendimize veya başkalarına ait yalanların ortasında neşe içinde yaşadığımız ve hiçbir zararını görmediğimiz halde- ne yazık ki bir ameliyatla aldıramadığımız bu küçücük kalbe, dayanılmaz krizler yaşatır
Sayfa 221Kitabı okudu
Bir ayrılıkta sevgi dolu sözleri söyleyen taraf aşık olmayan taraftır, aşk doğrudan ifade edilmez…
Sayfa 324Kitabı okudu
İnsanoğlu çok yaşlıdır. Soyaçekim ve akraba evlilikleri, kötü alışkanlıklara, hatalı reflekslere, bastırılması imkânsız bir güç kazandırır. Bazı insanlar, bir gül ağacının yanından geçince aksırıp öksürür; taze boya kokusu, kimilerinin derisinde döküntüye yol açar, birçok kişi, seyahat öncesinde karın ağrısı çeker, ataları hırsız olan cömert milyonerler vardır ki, elli frangımızı çalmaktan kendilerini alamazlar
Sayfa 152Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.