Uludağ Gazoz
Bugün Bursa'nın simgelerinden biri olan içecek sektörünün öncü firmalarından biri olan Uludağ'ı marka haline getiren Erbak ailesinin içecek sektörüne girmesinin öyküsü 20'inci yüzyılın başına kadar uzanır. Hikaye, 1877'de maden aramak için Bursa'ya gelen ve ismi saptanamayan bir Fransız bir madencinin krom ararken
Sayfa 28 - Business DergisiKitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk
Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı. Böylece Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
Sakarya Savaşı sonuna kadar bir askeri rütbeye sahip değildim. Ondan sonra, Büyük Millet Meclisi tarafından bana Mareşal rütbesiyle “Gazi” ünvanı verildi. Osmanlı devletinin rütbesinin, yine o devlet tarafından alınmış olduğunu biliyorsunuz.
ANAFARTALAR ÇANAKKALE KAHRAMINI YÜCE BAŞBUĞ ATATÜRK
youtube.com/watch?v=QKVH2Rz... TSK Armoni Mızıkası : "Anafartalar Marşı" ne harika marştır. ____ BÜYÜK ŞANLI TÜRK ORDUSUNUN OMUZLARINDA DÜNYANIN EN BÜYÜK LİDERİ ANAFARTALAR VE ÇANAKKALE KAHRAMINI KURTULUŞ SAVAŞI KAHRAMINI ÖLÜMSÜZ LİDER ÖLÜMSÜZ KAHRAMAN EBEDİBAŞKOMUTAN KUTLU TÜRK KUTLU BAŞBUĞ GÖKBÖRÜ MAVİ YELELİ BOZKURT TÜRK VATANIN KURTARICISI VE KURUCUSU YÜCE BAŞBUĞ MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
DÜNYANINN EN BÜYÜK LİDERİ YÜCE BAŞBUĞ ATATÜRK
Çanakkale anafartalar kahramanı Kurtuluş savaşı kahramını Türk vatanın kurtarcısı ve kurucusu Ebedibaşkomutan tek ve en büyük Reis Kutlu Türk Yüce Başbuğ Mareşal Gazi ATATÜRKÜN izinde sonsuza dek youtube.com/watch?v=7jxuiDK... Haluk Levent - İzmir Marşı YAŞA MUSTAFA KEMAL PAŞA YAŞA YÜCE BAŞBUĞ ATATÜRK
ÇANAKKALE ANAFARTALAR KAHRAMNI YÜCE BAŞBUĞ ATATÜRK
Conkbayırı Atatürk Zafer Anıtı Dünyanın en büyük lideri Tük vatanınn kuratırcısı ve kurusucu Yüce başbuğ Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Reklam
"Bir olayda Mustafa Kemal, İtalyan diktatörle ilgili hosnutsuzluğunu yalnızca kendisinin başarabileceği bir biçimde göstermişti. Mussolini'nin Türkiye büyükelçisi İtalya'nın Türkiye'nin güneyindeki Antalya bölgesi üzerindeki hak iddialarını yinelemek üzere Çankaya'ya çıkmıştı. Büyükelçinin konusması sırasında Mustafa Kemal izin istedi ve büyükelçiyi kendisinin dönüşünü beklemek zorunda bıraktı. Döndüğünde Mareşal üniforması içindeydi. Elinde kırbaçla büyükelçinin önünde oturdu ve asker çizmelerinin görünmesine dikkat etti. Büyükelçiyi, Mussolini'nin Türkiye toprakları üzerindeki emelleri üzerine konuşmaya teşvik ederek kasti bir biçimde çizmelerini kamçılamaya başladı. İki adam için de çizme coğrafi şeklinin benzerliği nedeniyle Ítalya yarımadasını temsil ediyordu. Bu konuşma Mussolini'nin Türk toprakları üzerindeki emellerine gem vurması mesajıyla sona ermiş oldu."
Sayfa 363Kitabı okudu
"Dumlupınar Savaşı kazanılmıştır. Düşman askerleri ricat halindedir. Afyon Karahisar hatlarının çözülmesi esnasında birkaç Yunan esiri geceleyin Mustafa Kemal'in çadırına getirilmişti. Bunlardan birisi Muzaffer Kumandan'ın doğup büyümüş olduğu Selanik'ten gelmişti. Yüzü kendisine yabancı gelmediğinden ve üniformasında hiçbir işaret olmadığından, Mustafa Kemal'e sordu, - Binbaşı mısınız? - Hayır. - Yarbay mı? - Hayır. - Albay mı? - Hayır. - Tümgeneral mi? - Hayır Peki, nesiniz o halde? - Ben, Mareşal ve Türk Orduları Başkumandanı'yım! ... Şaşkınlıktan ağzı açık kalan Yunan kekeler, - Ben, Başkumandan'ın muharebe hattına bu kadar yakın bir yerde dolaşmasını işitmiş değilim de ... "
"1918 yılının son aylarında Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı Mustafa Kemal'e verilmişti. Adana'ya geldi. Grup Karargahı şehir yakınında küçük bir otelde idi. Mareşal Liman von Sanders ile kurmay heyetini bu otelde buldu. Von Sanders büyük terbiye ve nezaketle, fakat acıklı bir dille aşağıdaki sözleri söyleyerek kumandayı teslim etti: - Siz savaş cephelerinde, Arıburnu ve Anafartalar'da çok yakından tanımış olduğum bir kumandansınız. Aramızda gerçi bazı hadiseler de geçti. Ama bunlar bizim birbirimizi daha iyi tanımamıza yardım etmiştir· Bugün Türkiye'yi bırakmaya zorlanırken, emrim altındaki orduları Türkiye'ye ilk geldiğim günden beri takdir ettiğim kumandana teslim ediyorum. Bu umumi felaket içinde bedbahtlık duymamak imkansızdır· Ben yalnız bir şeyle kendimi teselli ediyorum: Kumandayı size bırakmak! Bu dakikadan itibaren emir sizindir, ben misafirinizim."
Yazar ve Milletvekili Yunus Nadi anlatıyor: "Sakarya Savaşı'ndan sonra idi. Kurmay Subay cepheden alınan bilgileri Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal 'e okuyordu. Bilgiler arasında cephe komutanlarından biri Seyitgazi'nin bilmem ne kadar doğu veya kuzeyinde bir düşmaIJ. tümeni görüldüğünden söz ediyordu. Paşa kaşlarını çatarak: - Hayır, orada düşman tümeni olamaz ve yoktur Yazı­nız, iyi baksınlar, dedi. Kurmay Subay gittikten sonra orada iki saat daha kaldım. Biz sofrada öğle yemeğini yerken, Subay tekrar geldi: - Cevap aldım, orada düşman tümeni yokmuş, efendim, dedi. Cephedeki komutan, gözle görülmüş bir düş­man tümeninden söz ederken, Gazi Paşa altı yüz kilometre uzaktan düşman tümeni olmadığını görüyor ve uyarıyordu."
"Atatürk'ten Anılar", Kemal Arıburnu, sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
Başbuğ ♡
• İstanbul Hükümeti'nin azlettiği ve hakkında idam fetvası verdiği Mustafa Kemal Paşa, muzaffer ve güçlü kumandan olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden "Gazi" unvanını ve Müşir (Mareşal) rütbesini aldı. •
Sayfa 219 - Kronik KitapKitabı okudu
Savaştaki ustalığı, O'na, emperyalist istilacıları kovuncaya kadar coşku vermiştir, Mustafa Kemal için, üniforma amaç değil, araçtır. Bu nedenle, mareşal giysilerini büyük bir rahatlıkla çıkarmış ve büyük düşüncesini söyleyebilmiştir: "Yurtta barış, dünyada barış!"
7 Kasım 1917'de genel karargâh emrindedir. Bu sırada yirmi gün sürecek bir resmi ziyaret için Almanya'ya gitmeye memur edilmiştir. Bu suretle 1917 yılının son ayında, Osmanlı Veliahtı M. Vahdettin ile Almanya İmparatoru'nun ziyaretine gidilmiştir, (15.XII.1917- 5.1.1918). Mareşal Hindenburg ve General Lüdendorf'la görüşmüştür. Oradaki genel durumu da yakından görme fırsatını bulan General Mustafa Kemal, müttefik devletler için geleceğin mağlubiyet olacağını açıkça söylemekten çekinmemiştir
Ertesi gün, Vardar nehri havzasında tatbikat başlıyor, karşılıklı kuvvetler harekete geçiyorlar. Bir muharebe tatbikatı yapılmaktadır. Muharebenin cereyanı esnasında Mareşal Goltz, Mustafa Kemal'i aratıyor. Yanında bulunmasını emrediyor ve: ''Bana yardım ediniz'' diyor. Mareşalin hakkı vardır. Çünkü kendisi araziye yabancı, o havaliyi Mustafa Kemal kadar tetkik etmek fırsatını bulamamıştır, bir de bu meseleyi tertip eden kendisi değil, Mustafa Kemal'dir.
Mareşal Goltz Selanik'e gelmiştir ve Splendit-Palasta'dır. O günün gecesinde Mustafa Kemal, bu otele ve mareşalin yanına gitmek üzere, bir davet alıyor. Mustafa Kemal'i otel koridorunda karşılayan Erkân-ı Harbiye Reisi'nin yüzünde müjdeleyici bir ifade vardır. Mareşalin bulunduğu salona girerken, Erkân-ı Harbiye Reisi bu müjdeyi Mustafa Kemal'e bildiriyor: Kendisinin planını mareşal çok beğenmiştir. Ancak bazı izahat almaya lüzum gördüğünden plan sahibini davet etmiştir. Mustafa Kemal: ''Merak etmeyiniz, icap eden izahatı veririm'' sözü ile muhatabını tatmin ederken, holde mareşalle karşı karşıya geliyor. Salona giriyorlar. Masa üstünde bir büyük harita durmaktadır. Kumandan ve Erkân-ı Harbiye Reisi ayakta dinliyorlar. Yalnız mareşal ile Mustafa Kemal konuşmaya başlıyorlar. Münakaşa ediliyor ve karar veriliyor: Mustafa Kemal'in planı tatbik edilecektir
807 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.