Her şey yabancıydı ve her zamankinden daha uzaktı. İnsanlar, gökyüzü, göl. Sesler boğuktu. Nesnelerden ve canlılardan renklerle sesler çekildiğinde, dünya artık seni ilgilendirmediğinde bir yandan rahatlama diğer yandan tekinsiz bir yabancılaşma hissedersin. Çünkü insan yaşamın bir parçası olmak, yaşama katılmak ister, pelteleşmiş uzuvlarla bir kenarda kalmayıp yaşama dahil olmak ister. İlk kez o zaman ölebileceğimi ve kimsenin benim eksikliğimi çekmeyeceğini hissettim.