Bazen bir koku, bazen bir görüntü bir yere gitmenize imkân vermemiş miydi? Bu seferki bir ses. Kimliği belirsiz bir hayaletin sesi. Bir fısıltı halinde. Fısıltının hakkını verircesine sadece onun duyduğu. Bir çığlığı da andırdığı halde…
Yaşamaya mecbur olduğumuz tüm insan ilişkilerinde küçük sevinçlerden hep medet ummaya çalışacağız. Ve bu yolun bir yerinde hiç beklemediğimiz bir anda bir hayaletin ya da şehrin tutsağı olduğumuzu anlayacağız.
"...Hayal edin, sadece hayal edin. İhtimallere inanın. Gerçekleşmesini imkânsız gördüklerinize de. Zaman da zamanın akışı da size yanlış anlatılmış olabilir. Şu anda farklı bir çizgide yürüyor olabilirsiniz. Asıl yürüdüğünüz bir çizgi bile olmayabilir. İçinizdeki güç başka bir mekânda hayat bulmanızı sağlayabilir."