Hikaye, otistik bir genç olan Christopher Boone'un bakış açısından anlatılıyor. Christopher, matematikte son derece yetenekli bir çocuktur ve olayları mantıkla ele alır. Kitap, onun hayatındaki dengeleri, günlük olayları ve içsel dünyasını bizlere aktarıyor.
Christopher, evde yaşadığı düzenli ve tahmin edilebilir bir rutine sıkı sıkıya bağlıdır. Örneğin, her gün aynı yemekleri yemeyi tercih eder ve her gece aynı sırayla dişlerini fırçalar, evcil hayvanı Toby'yi (fare) hep aynı saatlerde yemek verir ve kafesinden dışarı çıkartıp dolaştırır.
Karakterimizin yaşamı, komşusunun köpeğinin gizemli ölümünü araştırmaya karar vermesiyle bir dönüm noktasına gelir. Ancak bu basit bir dedektiflik hikayesi değildir; bu araştırma, Christopher'ın ailesinin sırlarını, geçmişi ve kendi kimliğiyle yüzleşmesini sağlar. Otizm spektrumunda olması, onun dünyayı farklı bir perspektiften görmesine sebep olur ve bu da kitabı okurken bizlere farklı bir içgörü sunar.
Kitapta, Christopher'ın iç dünyasına, düşüncelerine ve duygularına derinlemesine bir bakış sunuluyor. Otizmin getirdiği zorluklar ve günlük yaşamdaki engellerle nasıl başa çıktığını anlamamızı sağlayan bir içsel yolculuk. Yazar, farklılıkların değerini ve insanlara anlayışla yaklaşmanın önemini vurgulayarak, empati kavramını işliyor.
Otistik bireylerin yaşamını ve deneyimlerini anlamak, insanlığın karmaşıklığına ve yaşamın anlamına dair çeşitli yönleri keşfetmek için ilgi çekici ve harika bir seçenek.
Keyifli okumalar.
