Cumhuriyet döneminin "ilk faili meçhul yazarı" Sabahattin Ali..
« Sabahattin Ali 28 Mart 1948 tarihinde eşine ve Cimcoz'lara mektup yazdı. Sınırı geçip geçmediğine ilişkin imli kart, R.Nuri'ye gelecek; geçtiyse R.Nuri mektupları postaya verecekti. Kart, "geçti" imiyle geldi ama Sabahattin Ali sonradan öğrenildiğine göre 2 Nisan 1948 tarihinde Kırklareli'nin Üsküp bucağının Sazara köyü yakınlarında öldürüldü. Doğrusu hangi tarihte, nerede, nasıl ve kim/kimler tarafından öldürüldüğü tam olarak belli olmadı. Ölüsü, 16 Haziran 1948 tarihinde Çoban Şükrü tarafından bulundu. Ali Ertekin adlı şahıs, 28.12.1948 tarihinde, Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü belirterek katillik görevini üstlendi. Ölüsü 3 ay sonra bulunmuş, 9 ay sonra da cesedin Sabahattin Ali'ye ait olduğu teşhis edilmişti. Ancak katilliğini birisi üstlenmiş olsa da gerçeğin perdesi o gün bu gün yine de aralanmış değildir. Şu kesin ki tam bağımsız bir Türkiye için emperyalizme karşı verilen savaşımda Cumhuriyet döneminin "ilk faili meçhul yazarı" Sabahattin Ali olmuştur. Bir başka açıdan Markopaşacılar her tür baskıyla karşılaşmış; en son, manga komutanı için Markopaşa "sonun başlangıcı" olmuştur.»
Sayfa 165 - Çınar YayınlarıKitabı okudu
' Haftalık Türk - Amerikan Gidiş Geliş Programı'
« Pazartesi: Amerikan zırhlıları, bahriyelileri gelecek Türk inceleme heyeti gidecek. Salı: Dört Amerikan senatörü gelecek, iki milletvekili gidecek. Çarşamba: Amerika'dan naylon kopça gelecek, milyonlarımız gidecek. Perşembe: Amerika'dan borç vaadleri gelecek, ziyafetler, paralar ve pullar gidecek. Cuma: Uçak filoları gelecek, kaçak filoları gidecek. Cumartesi: Kontrol heyeti gelecek, kontrolsüz heyetler gidecek. Pazar: Müşavir ve müşahit heyetler gelecek. Gidecek bir şey kalmadığından ne kalmışsa o gidecek. Amerika'dan geleceklere ve Türkiye'den gideceklere haftanın yedi günü kâfi gelmediğinden, haftanın sekiz güne çıkarılması düşünülmektedir.»
Sayfa 157 - Çınar Yayınları, Ali Baba 2 Aralık 1947 sayı:2Kitabı okudu
Reklam
Sabahattin Ali, 'Dolandırılmışlar' başlıklı yazı:
« Amerika'dan şehrimizi görmek üzere gelen iki seyyah, Kapalıçarşı'nın alt başından girip üst başından çıkana kadar, paraların altından girip üstünden çıktıklarını, meteliksiz kaldıklarını, yani dolandırıldıklarını sanarak şikâyette bulunmuşlar, dolandırıcıları tanıdıklarını söylemişlerdir. Yapılan tetkik sonunda, Çarşı esnafından normal fiyatlarla mal aldıkları kendilerine anlatılınca: - Demek siz her gün dolandırılıyorsunuz! cevabını vermişlerdir. »
Sayfa 126 - Çınar Yayınları, 6 Ekim 1947. sayı:5Kitabı okudu
'Bayan Vitrin'
« Yılanın derisini ayağına, kısrağın karnından sökülen tayın derisini sırtına, timsahın derisini eline, tavşanın derisini boynuna, tilkinin derisini başına geçirip, insanların derisini yüzen ve alsfaltlarda seken bayancıkları, ben bir türlü içine girmediğimiz lüks mağaza vitrinlerine benzetiyorum. Bu belki de, darvinizmin ispat için insanların, hayvan aslına dönüşüdür.»
Sayfa 95 - Çınar Yayınları, Markapaşa · 12 Mayıs 1 947 · Sayı: 21Kitabı okudu
"Anlamıyor musunuz Arkadaşlar!"
« Minder çürütenler, sandalye sevenler, koltuğa tutkallı kişiler, Türk gençlerini birbirlerine düşürmek istiyorlar. İç ve dış zorluklardan etekleri tutuşanlar, bazen sağcıları, bazen solcuları tutar görünüyorlar. Bir iktidar oyununa alet olduğumuzu anlamazsak, belki de yarın birbirimizi boğazlatacaklar, yeni Türk demokrasisinin ve Atatürk'ten kalan harici itibarımızın külleri karşısında oturup, sinsi kahkahalarla övünecekler. Sağcı yahut solcu, iki taraf her türlü kalem ve fikir mücadelesi yapabilir. Fakat, faşist barbarlara taş çıkaracak şekilde birbirimize saldırmıyalım. Milletini sevenler! Hürriyet ve demokrasi mücadelesinde birleşelim. Aldatılıyoruz arkadaşlar! »
Sayfa 77 - Çınar Yayınları, Markopaşa · 17 Mart 1 947 · Sayı: 15Kitabı okudu
Markopaşa'dan Yabancı sermayenin Türkiye'ye girişine dair:
« Biz diyoruz ki: - Dostlar! Kalemimiz, fikrimiz Sterlinin kölesi olmasın. ( ... ) Vicdanımız Doların esiri olmasın. ( ... ) Düşmanın çizmeli istilasını tepelemek kolaydır. Fakat bir kere sinsi sinsi Dolar ve Sterlin emperyalizminin sömürgesi olduk mu, kurtuluş zordur. Hem uşak oluruz, hem de kendimizi efendi sanırız. Biz diyoruz ki: - Kara gözlerimize aşık oldukları için bize Sterlin ve Dolar vermez eloğlu. Onlar diyorlar ki: - Yaaa ... Demek ki, vicdanın, fikrin ve kalemin Rublenin kölesi olsun ha ... Ne diyelim, fakat dünyada, köle olmadan da yaşanır dostlar! Hatta, parti veznesinden alınan Türk lirasının bile uşağı olmadan. »
Sayfa 59 - Çınar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
379 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.