" Gözümü biraz hırs bürüdüğünü kabul etmek zorundayım."
Sayfa 29Kitabı yarım bıraktı
"Bilinen evlilik savaş stratejilerinden biriydi bu; durumdan emin değilsen hasmını bunalt."
Sayfa 27Kitabı yarım bıraktı
Onu kurtaracağımı düşünüyordu. Ama kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar? Beni kim kurtaracaktı? "Kurtuluş" dedim.
"Ankara'da bir mahalle." Fazlası değil. Belki bir de Bob Marley'in en iyi şarkısı. Daha fazla düşünmeye gerek yok. Adı her yerde, kendisi yok! Kurtulmaya gelmiyoruz dünyaya. Daha da saplanmak için buradayız. Dibine kadar. Onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce. Mısırlılar uğraşmış efendileri kurtulsun diye. Ama nafıle. Çaresi yok. Kurtuluşu beklemek yararsız. Gelmez çünkü. Kontenjan dolmuş. Biz daha çok kötülüğün sınırlarını zorluyoruz. Ne kadar iğrenç olabileceğimizi araştırıyoruz. Kinyas ve ben bir deneyin parçalarıyız. İnsanoğlunun çekebileceği acı ve yapabileceği tiksinti veren davranışlarının sınırını saptamak için yapılan bir deney. Belki de bu yazılanlar da yapılan deneyin raporudur... Sonuçsa sınır olmadığıdır. Tek sınır, nefesin alınıp verilemediği noktadır. O seviyeye gelene dek ne kadar acı çekersen, ne kadar kötülük yaparsan senin sınırın budur.
Sayfa 65 - Kayra
Beyaz ya da siyah, hangi ırktan olursanız olun, fark etmez, benim şarkılarım herkes için doğruluk ve sağduyu mesajları içerir. Dinle adamım, benim kendime ait önyargılarım yoktur bilirsiniz. Hiç kimsenin tarafında da yer almam. Ne siyah adamın tarafındayım ne de beyaz adamın tarafında. Ben yalnızca, Tanrı'nın tarafındayım. Tanrı beni hem beyaz hem de siyah ırktan yaratıp, bana her iki tarafın da yeteneklerini vermiştir. Önyargı bir zincire benzer, seni sarmalayıp, bağlayabilir. Hiçbir yere gidemez, yerinden bile kıpırdayamazsın. Keşke işler, hiç şiddete başvurulmadan, acılar çekmeden değişebilse. Keşke doğruluk ve dürüstlüğün krallığı, daima hüküm sürebilse. Bırakalım suların, denizleri ve okyanusları kapladığı gibi, dürüstlük ve doğruluk da tüm dünyayı kaplasın.
Sayfa 36Kitabı okudu
Giriş:
''O hiçbir zaman para ve şöhret için çalışmadı. Hep müzik için çalıştı. ''Para'' derdi, ''insan kalbini kirleten bir saçmalık''. Ve hep şunu söylerdi bizlere; ''Bir yıldız olma gibi bir hevesim hiç olmadı. Ben hep Tanrının benden yapmamış istediği şeyi yaptım. Yapabileceğim her ne varsa, sorgulamadan derhal yaptım.''..''
Giriş:
''..Bob, bu dünyayı ve yaşamını tıpkı bir balığın denizi ve bir kuşun gökyüzünü sevdiği gibi sevdi. Sade bir birey olmanın ötesinde bizzat kendisi bir dünya idi ve hep ''Dünyada yaşıyorum ama bu dünyadan değilim ben'' derdi.''