Marilyn Monroe, ölümünün üzerinden geçen yarım yüzyıla rağmen hâlâ bir efsane.
Gayri meşru olarak dünyaya gelen ve annesini tımarhanede yitiren Marilyn’nin, mutsuz bir çocukluk geçirdiği ve bakımevlerinde istenmeyen bir eşya gibi görülme duygusuyla yaşadıkça didiştiği bilinir.
Rabia’yı ise, Diyarbakır’da bir aşiret reisi olan Hacı Hüseyin’in kızı
"Tuttum mavisini bahara vurdum,
Tuttum mavisini güneşe verdim."
Bugünlerde bahar bana indi. Yoksa 111 sayfacık kitap bu kadar güne yayılır mı imiş. Bence bir ömür okunabilirmiş. Yaşar Kemal bir ömür yazar da bir ömür okumasak ayıp olmaz mı...
"Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı
Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı! "
Ben bilmez miyim satırlarının derinliğini, ben anlamaz mıyım,sevmemiş, sevilmemiş, sevişmemiş köpoğlu köpeklere saldırmanın anlamını; zulüm yapan adam azgınlarını yok etmenin gereğini hissetmez miyim...
Senin şiirin ne güzel Yaşar Kemal, yüreğin ne güzel. Bir Marliyn Monroe'nun gözleri bir senin şiirlerin işte o kadar:)
İnsanlardan, dünyadan umudu kestiğimde bir doz Yaşar Kemal bağlar beni hayata:
"İçimde müthiş bir umut var. Bu insanlar böyle kör kalmayacaklar. Böyle aptal, böyle merhametsiz, böyle taş gibi sağır olmayacaklar. " diyor da boşuna demiyor.
Yeryüzüne dayanabilmek için adres Yaşar Kemal.
Yaşar Kemal'in tek gözü, işte o kadar.
MARİLYN MOORE
15/09/2012 BY KUBRACGR
Ölümünün üzerinden tam 49 yıl geçti. Kısa fakat hızlı yaşamı boyunca olduğu gibi ölümünün ardından da gerek filmleri, gerek pozları, gerek yaşadığı skandal aşkları ve en çok da hala sır olan ölümü tartışılmaya devam ediyor.
Sevgiyi ve huzuru arayarak bir ömür geçiren Marilyn bunu hiç bir zaman gizlememiş
"Hiç bir zaman mutlu olmayacağımı biliyorum ama neşeli olabilirim….Ey Hayat! Senin iki yönünü takip ediyorum, havaya asılıyım, daha çok aşağıya düşer gibiyim… Ama kuvvetliyim, rüzgârdaki bir örümcek ağı gibi. Kırağı ile varlığım kuvvetleniyor, soğuk ve ışıltılı. Ama inci dizili çizgilerim bir tablo gibi rengârenk. Ah hayat, seni aldattılar…”
Marliyn Monroe
Kendisi için mutlu olamayan, “ötekilerin” ondan beklediği gibi neşeli görünmeye çalışan bir kız Norma; ötekiler için “Marilyn” rolü oynayan Norma Jean Baker. Mânâsız bir harf, içi boş bir elbise gibi hissediyormuş kendisini. Biyografisinden öğreniyoruz ki “Erkekler sarışınları tercih eder” ya da “bazıları sıcak sever” gibi filmlerin kahramanı çekimlerden sonra Los Angeles üniversitesine gidiyormuş, kütüphanesinde 400’den fazla kitap varmış.
Sanırım yazmak Marilyn için bir kaçıştı, en makyajsız haline, kameralardan, alkışlardan uzak, “orijinal” benliğine geri dönüş.....
Kitabın kendine özgü, ilginç bir kurgusu var.
Ümidini kaybetmiş, mutsuz insanların ortasında yaşam sevincini ve mutluluğunu kaybetmemiş, yaşam enerjisiyle dolu, her olumsuzluğa iyi bir bakış açısı ile bakan, ışıltısıyla insanları değiştirmeye ve bunları intihardan vazgeçiren, karanlıkları aydınlığa çeviren bir çocuğun hikayesi...
Ilginç bulduğum bir yönü de karakterlerin isimleriydi.
Intihar Dükkanındaki hikayede baş kahramanına ismini veren Alan (Turing) ve Marliyn (Monroe), Vincent'in( Van Gogh),intiharı seçmelelerinden esinlenerek bu hikayedeki çocuklarda kullanılmış olması.
Sıradışı bir kitap okumak isteyenlere tavsiye ederim.
İntihar DükkanıJean Teule · Sel Yayıncılık · 20207,1bin okunma
2060demişsiniz de bu bildiğin 2015. 2018 bile değil. Sadece klon var onun dışında hiç bir teknolojik gelişne yok. Son 20 senede ki teknolojik gelişme 100 yıla bedelken. 2060a gidilen bu kitapta h bir yenilik yok. En ufak bir yenilik gelişme yok. Bu kitabın bana göre çok çok büyük eksisi. Keşke 2060 yerine gğnümğzün alternatif hali sayılsaydı. Başlıkta bahsettiğim olay ise. Başrol reis 1 yaşında bir çocuğu ziyaret ediyor. Üzerinde 3-5 yıl geçiyor. Çocuk halen beşikte çocukta büyümüyor sanırım. O nun dışında kitap bilim kurgu olarak değil normal hikaye olarak ele alırsak ortlama bir hikayeye sahip. Sürekli zaman sıçramaları bulunuyor bu biraz okumayı zedeliyor. Okumasanız hiç birşey kaybetmezsiniz. Okurken yarıda bırakma ihtimali olabilir. Ona göre alıp okuyun. Sadece führer ve marliyn Monroe kapağıyla olduğu için çevrilmiştir bence. Yoksa başkaları olsa bu vasat kitap çevrilmezdi.
Dolfi ile MarilynFrançois Saintonge · Altın Kitaplar · 201692 okunma
Sık sık kütüphaneden kitap okuduğumu dile getiriyorum, Şubat ayı sonunda klasikleşmiş Fahrenheit 451 kitabını arama turlarından birinde dikkatimi çekti İntihar Dükkanı. Adı, yayıncılığı, içerisinden okuduğum birkaç sayfa bu kitabı okumalıyım hissi verdi bana. Uzun zamandır baş ucumda duruyordu, kütüphane hatırlatma maili atınca eteğim tutuştu; neredeyse 2 günde okudum. Oldukça akıcı, kısa kısa bölümlerde oluşan bir kitap.
İntihar etmek isteyen insanlara yardımcı olmak için gerekli malzemeleri, urgan ipleri, zehirleri, tek kulllanımlık tabancaları satan bir dükkanda geçiyor kitap. 5 kişilik bir aile tarafından işletiliyor İntihar Dükkanı; adını ingiliz programcı Alan Turning'den alan neşeli en küçük çocuk Alan, Vang Gogh'tan adını alan keyifsiz iştahsız ortanca oğlan Vincent ve güzeller güzeli kendini işe yaramaz bulan Marliyn Monroe'nun Marlyn'i ve anne babadan oluşan depresif bir aile. Onlarla beraber doğumgünleri, parti günleri, yas zamanları ve daha birçok değişim anına şahit oluyoruz.
141 sayfalık değişik bir yolculuktu benim için; hayatta amacımız olmalı mı, neden devam ediyoruz diye çokça sorguladığım birçok konudan bahseden bir kitaptı. Bir gerçek de şu ki, kitap düşüncelerimi pek değiştirmedi aksine beni daha çok içine çekti. Sizleri uyarmış olayim, kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın
İntihar DükkanıJean Teule · Sel Yayıncılık · 20207,1bin okunma