Bilinç'in tinsel önderleri belki teknolojinin ilerlemesini durduramaz ya da yavaşlatamazlar; ama onlar o teknolojinin eşitsizlikleri ve sömürüyü yoğunlaştırmak yerine azaltmak için nasıl kullanılacağı, teröre ve yıkıma yol açmak yerine insancıl ve yapıcı amaçlara hizmet yoluna nasıl sokulacağı konusunda halkın şaşkınlığını daha da arttırabilirler.
Bilimsel dünya görüşünü yıkma"nın tasarlanması tehlikeli değildir çünkü o uygarlığımızın teknolojik altyapısının her parçasını gerçekten zaten tehdit etmektedir.
Eğitim görmüş milyonlarca genç şuna ciddi olarak inanıyorlar ki sanki bir "kötü büyü" imiş gibi tüzel devleti öperek savma önerisi başka her hangi bir siyasal bilinç biçiminden daha az etkili ya da daha az gerçekçi değildir.
(…) inanç özgürlüğünün laboratuvarda kullanılması üstün bilinçli deneycilerin kömürleşmiş kalıntıları yarattıkları döküntülerle birlikte süpürülüp atılıncaya değin ancak geçici bir sıkıntı yaratır.
Cadı çılgınlığı "yeterince sağlam bulunmayan kurumsal bir yapının yansıması" olmanın çok ötesinde o kurumsal yapıyı savunmanın tamamlayıcı bir parçası olmuştur.
Cadı avlama sisteminin (kömür olmuş vücutlardan başka) ortaya koyduğu başlıca sonuç olarak yoksullar sonunda şuna inandılar ki onlar prenslerin ve papaların kurbanı değil cadıların ve şeytanların kurbanı idiler.
Eğer cadılık Engizisyon'un vurguladığı gibi tehlikeli bir sapkınlık idiyse, Engizisyonun onu ezmekle aklını bozmuş olmasının gizemli bir yanı yoktur. Öte yandan, eğer cadılık, geniş ölçüde sanrısal olmasa bile, görece zararsız bir etkinlik idiyse, - özellikle de Kilise'nin kaynaklarının onbeşinci yüzyılda yükselen büyük askersel-mesihsel hareketin etkisiyle sınırlarına dayandığı bir sırada - onu ezmek için neden bu kadar çok çaba harcandı?
Bu soru insanların nelerin olup bittiğini düşündüklerinden farklı olarak neler olduğuna ilişkin çok önemli bir soruya yol açar. Engizisyon'un kendisini cadı sapkınlığını yok etmeye adadığı doğru mudur?
Biz her ne kadar İsa'nın ne zaman konuştuğu konusunda yanılgı içinde olmayabilirsek de, onun ne konuştuğu konusunda yanılgı içinde bulunduğumuzu varsaymak için pek çok neden vardır.
Bana kalırsa, son zamanlarda orta sınıftan gençlerin yırtık cinler giymeleri ve açıkça yapılan tüketimciliği reddetmeleri sözde kültürel bir devrimle değil de daha çok varlıklı sınıf tarafından yerleştirilen eğilimleri öykünmelerinden ibarettir.