Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim eğilimim kadın özgürlüğü savunucularının "anatomi yazgı değildir" görüşünden yanadır ki bunun anlamı doğuştan gelen cinsel ayrımların ailesel, ekonomik, ve siyasal alanlarda erkeklerle kadınlar arasında ayrıcalıkların ve iktidarların eşitsiz dağılımını açıklayamayacağı yolundadır.
Bizim biyolojik uyarlanmamızın asıl yolu anatomi değil, kültürdür. Benim erkeklerin sırf daha uzun boylu ve daha iri yapılı olmaları nedeniyle kadınlara egemen olmalarını beklemem, sığırların ya da atların insan türünü yönetmelerini beklememi aşan bir beklenti değildir...
Reklam
:D
Ben kadınların çabalarını erkekler yetiştirmekte değil de dayanışmacı ve saldırgan kadınlar yetiştirmekte yoğunlaştırmalarını beklerdim. Bundan başka her kuşak içinde az sayıda kalan erkeklerin utangaç, yumuşak başlı, çok çalışkan, ve kendilerine lütfedilen cinsel ilişkiler için de minnettar olmalarını beklerdim.
Her hangi bir nedenle erkekler gruplararası çatışmanın yükünü taşımaya başlar başlamaz, kadınlar kendi saldırgan erkeklerini çok sayıda yetiştirmekten başka bir seçenek bulamazlar.
Bu erkekler dünyadan ne zaman yok oluyordu?
Erkekler ne denli saldırgan olurlarsa, savaşların sayısı o denli büyük olur, böyle erkeklere olan gereksinme de o denli artar. Gene, erkekler ne denli saldırgan olurlarsa, cinsel yönden onlar o denli saldırgan olurlar, kadınlar o denli çok sömürülürler, ve çokkarılılık - bir erkeğin birkaç eşe sahip olması olayı - o denli artar. Bu kez de çok karılılık kadın kıtlığını yoğunlaştırır, genç erkekler arasındaki düş kırıklığını çoğaltır, ve savaşa yönelme güdüsünü arttırır. Gelişmeler dayanılmaz bir doruğa çıkar; kadınlar aşağılanırlar ve bebek yaşındayken öldürülürler, bu ise yeniden saldırgan erkekler yetiştirmeleri amacıyla erkeklerin yeni eşler ele geçirmek üzere savaşa gitmelerini zorunlu kılar.
Yanomamo erkekleri = Türk erkekleri
Bütün Yanomamo erkekleri eşlerine fiziksel olarak kötü davranırlar. Kocalardan nazik olanları eşlerini sadece dövüp sakat bırakırlar; yabanıl olanları ise yaralayıp öldürürler.
Reklam
Gerizekalı bunlar.
Erkek egemenliği altında bulunan öteki kültürler gibi, Yanomamo'lar da aybaşı kanının kötü ve tehlikeli olduğunu düşünürler. Onlar ilk adetini gören bir kızı özel olarak bambudan yapılmış bir kafesin içine kilitlerler ve onu orada besinsiz yaşamaya zorlarlar. Daha sonra, her aybaşı döneminde inzivaya çekilmeli ve evin karanlık bir yerinde yalnız başına çömelip oturmalıdır.
Bu ilkel kabilenin uyguladıkları bizim kültürümüze ne kadar da benziyor..
Yanomamo kadınları çocukluklarından itibaren hep zulüm görürler. Bir kız kendisine vuran küçük erkek kardeşine vurursa kendisi cezalandırılır. Oysa, herhangi bir kimseye vuran küçük erkek çocuklar asla cezalandırılmazlar. Yanomamo'lu babalar dört yaşındaki öfkeli oğulları tarafından suratları tokatlandığında keyiflenip kahkaha atarlar.
Başlık yazacağım ama öfkemi belirtecek kelime yok var olanlarda yasaklı.
Yanomamo dilindeki evlilik deyimini "bir şeyi zorla sürükleme" ve boşanmayı da "bir şeyi fırlatıp atma" olarak çevirmiştir. Kızların sekiz ya da dokuz yaşlarında artık kocalarına hizmet vermeye başladıklarını; onların yanıbaşlarında uyuduklarını, onların peşinden ayrılmadıklarını, ve yemeklerini hazırladıklarını anlatır. Bir adam sekiz yaşındaki geliniyle bile cinsel ilişkiye girişebilir. Dr. Shapiro'nun tanık olduğu ürküntü veren sahnelerde küçük kızlar atanmış kocalarından uzaklaştırılmaları için akrabalarına yalvarırlar. Olayın birinde, isteksiz gelinin kendi akrabaları tarafından bir yana, kocasının akrabaları tarafından öbür yana çekilirken kolları yuvalarından çıkarıldı.
Yanomamo'da bir koca karılarından birini erkek kardeşleri ve arkadaşlarıyla memnunlukla paylaşır. Ama karı ödünç verme yoluyla kadın elde eden erkekler kendilerini kocaya karşı borçlu duruma sokarlar ve borçlarını ona ya hizmet ederek ya da savaşta tutsak ettikleri kadınlarla öderler.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.