Karl Marx'ın kendi kuramı, layık olduğu düşünsel ciddilikle ele alınınca, oldukça çok sayıda yanlışlanabilir öndeyiler sunmaktadır - ki, bunların en önemlileri şimdiden yanlışlanmış bulunmaktadır. Örneğin, bu kuruma göre ancak tam gelişmiş kapitalist ülkeler Komünist olabilecektir, onun için de bütün toplumların önce Kapitalist gelişme aşamasını
Marx insan toplumlarının gelişimlerinin kendisininin keşfettiği bilimsel yasalarla yönetildiğine inanıyordu. Bilim anlayışı, ister istemez Einstein öncesinin bilim anlayışıydı. Zamanının bütün bilgili kişileri gibi, Marx da Newton'un maddenin uzamdaki devinimleri yöneten Doğa Yasalarını keşfettiğini, dolayısıyla herhangi bir fizik sistem hakkında, ilgili veriler elde olunca, onun bütün gelecek evrelerinin önceden kestirilebileceğini sanmaktaydı.
Reklam
Isaiah Berlin
Doğrusu, bende aklı başında bir adamın Popper'in Marx eleştirisini okuyup da nasıl Marxist kalabileceğini düşünemiyorum.
Karl Popper, en azından henüz, sıradan aydınlar arasında pek bildik bir ad değil; bu durum bir açıklama gerektirmektedir. Çünkü Isaiah Berlin'in Karl Marx biyografisinde yazdığı gibi, Popper'ın Açık Toplum ve Düşmanları kitabı "Marxizmin yapılmış en titiz ve amansız eleştirisi"ni içinde taşımaktadır ve eğer bu yargı doğruya birazcık yakınsa Popper dünya ölçüsünde önemli bir kişi demektir. Bu bir yana, Popper birçoklarınca, yaşayan en büyük bilim felsefecisi sayılmaktadır - hatta, Nobel Tıp ödülü alanlardan Sir Peter Medawar 28 Temmuz 1972'de BBC radyosunun 3.programında "Popper'i geçmiş bilim felsefecilerinin, başkalarıyla karşılaştırılamayacak kadar en büyüğü sayıyorum" demiştir. Nobel ödülü kazanan öteki bilim adamları arasında, kendi yapıtları üstünde Popper'ın etkisini kamuoyuna açıklayanlardan biri Jacques Monod, bir başkası da Sir John Eccles'tir.
317 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Her şeyden önce anarşizmin sabit bir ideoloji olmadığı, tek bir kişinin aklından çıkmış bir olgu olmadığı, pratiğe dayalı bir düşünce olduğu bilinmesi gerekir. Proudhon'un "Sefaletin Felsefesi" kitabına getirdiği eleştiride Marx onun küçük bir burjuva olduğunu, özgürlük falan istemediğini, marksist jargonda 'liboş' olduğunu söylemişti. Ve Marx'ın Proudhon'a cevaben yazdığı "Felsefenin sefaleti" kitabının incelemelerinde Proudhon'un kafasının karışık olduğunu, sosyalizmi eleştirdiğini ama hiçbir şey sunmadığını söylemişlerdi. Çünkü zaten sunmuştu. Bu kitapta konfederalizmin ilke ve amaçları anlatılıyor. "Birkaç yüz mil kare ile sınırlı küçük özerk bölgelerin (devletçiklerin) kendi kendini idare ettiği, yani aynı zamanda demokrasinin ama "doğrudan demokrasinin" olduğu, mülkiyetin, polisin olmadığı, bütün devletçiklerin bir "sınırlı" merkeze bağlanarak varlığını sürdürebileceğini, ırksal, sınıfsal ayrımların olmadığı, herkesin özgürlüğünü en yüksek derecede yaşayabileceğini anlatır. Ama yine de henüz tam pişmemiş bir anarşi modelidir. Gerçi başta söylediğim gibi ilke olarak asla tam pişmeyecektir. Yine de birtakım boşluklar var. Çünkü yazar Kropotkin'in "karşılıklı yardımlaşma" teorisini öğrenemeden ölüyor. Bu yüzden Darwin'in rekabet teorisini -yine de kısıtlanmış bir şekilde- savunmak durumunda kalıyor. Kitap çok kolay okunmasına karşın biraz sıkıcıdır. Proudhon'un en sonda söylemesi gereken şeyi en başta söylemek gibi bir huyu olduğundan bir süre sonra yaptığı tarihsel analizleri, kendisine getirilen eleştirilere olan cevabı baymaya başlıyor.
Federasyon İlkesi
Federasyon İlkesiPierre-Joseph Proudhon · Öteki Yayınevi · 201519 okunma
Basit Felsefe Okumaları
Merhabalar, bir arkadaşım felsefe için kitap önerisi istemişti ve ben de sizlere de fayda sağlar belki diyerek buraya da yazıyorum. Buraya ekleyeceklerim çok ağır olmaktan ziyade felsefe ve filozoflar hakkında bilgi sahibi olunmak için okunması gereken kitaplardır. Felsefe Tarihi, Filozoflar Neler Söylemiş? 1-)
Reklam
408 öğeden 281 ile 290 arasındakiler gösteriliyor.