Hayatın en büyük kuralını bilir misiniz?
Kaçtığınız şeylerin tutsağı olursunuz!
En çok neyden korkarsanız bir gün gelir o yakalar sizi! "Korktuğum başıma geldi," der ya insan. Gelir, gelmeden ölmezsiniz!
Ve hayat, daima sevdiğinizle sınar!
İzaha gereği yoktur bu cümlenin. Okuyan herkes bilir sevdiğiyle sınanmanın ne demek olduğunu.
Sırça Köşk, bir dönemin yasaklı kitaplarından. Okumadan önce neden yasaklı olduğunu tahmin etsek de okuduktan sonra gerçekler neden yasaklanır ki diye düşündürüyor.
Bu kadar mı sevmiyoruz gerçeğin anlatılmasını?
Bu kadar rahatsız eden ne?
Gerçekle yüzleşememek niye?
İfade etmeyince, anlatmayınca geçip gidecek mi öylece?
Sabahattin Ali,
Ilk Mehmed Uzun kitabım yani bir tanışma kitabı benim için "Aşk gibi aydınlık ölüm gibi karanlık "
Derin tarihe girmeden yüzeyde dolaşmak istersem kitap için ne diyebilirim diye sordum kendime "öncelikle " merak duygusu hakimiyeti diyebilirim .. daha erken saate başlasaydım şimdi yatmak zorunda kalmazdım acaba ne olacak diye
Bacak aramda bir güvercin ölüsü var Anne, şimdi bütün gökyüzü benim olsa ne olur ? Sıtmalı akşamlardan biriydi, yürüyordum sabıkalı kaldırımlarda, İlkin arkamda gürültülü adımlar duydum. Korkacaktım vaktim olsaydı.. evimi kim bu kadar uzağa koymuştu Ya da ben neden bu kadar uzaklardaydım ?
Yağmur çiseliyordu, aylardan Temmuz'du günü sorma bana
#jamesfinngarner hepimizin bildiği masalları yeniden düzenleyerek bize sunmuş.
Bu düzenlemelerin neticesinde masallar, cinsiyetçi söylemlerden, türcü, ataerkil, sınıfsal ayrım barındıran ifadelerden arındırılmış.
İnanilmaz severek okudum, bir o kadar da eğlendim. Mutlaka okuyun.
Örnegin Kırmızı Başlıklı Kız'ın büyükannesine bir sepet yemek görüşmesinin sebebi, büyükannenin yardıma muhtaç olması değil, gelini / kızı ve torunu ile aralarındaki kadın dayanışması olarak açıklanmış.
Kırmızı Başlıklı Kız'a "Ormanda tek başına dolaşman tehlikeli." diyen kurt şöyle bir yanıt alıyor:
"Bu cinsiyetçi ifadenizi pek nahoş bulduğumu söylemem gerek. Ama bunu kulak ardı edeceğim, çünkü siz de toplumun dışına itilmiş bir varlıksınız. Belli ki bu durumunuz fazlasıyla gergin bir dünya görüşü benimsemenize sebep olmuş; yoksa her ne kadar kendi içinde bütünlüklü bir bakış açınız olsa da böyle çirkin bir söz sarfedebileceğinize hiç inanmak istemem. Ne demekmiş o? Yalnız başıma da dolaşırım, istediğimi de yaparım. Şimdi izin verirseniz yoluma devam edeceğim." :)
Masalın sonu biraz sert bitiyor ama olsun pek de yumuşak bir hayat sürdüğümüz söylenemez zeten.
Külkedisi masalından bir alıntı:
"Prens, mülksüzleştirilip marjinallestirilmiş köylülere uyguladığı sömürüyü, vereceği bir kiyafet balosuyla kutlayacaktı."
Umarım bu kitap milyonlarca satılır.
Butimar…
Mistisizmin ve realizmin , tasavvufun ve simyanın , hayal ve gerçeğin bir arada harmanlandığı postmodern bir masalımsı roman. Binbir gece masalları tadını veren, sadece tat vermekle kalmayıp ,masalın kokusunu ve nazarını da okuyanın suretine nakşeden bir kitap.
Olay bir rüya ile başlıyor. Savaş yıllarında Erivan’da geçen olaylar , kıyımlar , yıkımlar ortasında filizlenen bir aşk hikayesi. Olaylar ilerledikçe kitap ‘aşk’ üzerine mi yoksa ‘hırs’ üzerine mi binâ edilmiş ona okuyan karar veriyor.
Yusuf ve en yakın arkadaşı Behzad. Yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen bu iki dost bir sevda için kendilerini macera içinde bulur. Türlü tehlikeler ve akıl oyunlarıyla kendilerini muhafaza etmeyi başaran bu genç arkadaşlar, acaba kendilerini kendilerinden muhafaza edebilmeyi başarabildiler mi ?
Rüyasında bir kıza aşık olan ve yana yakıla rüyasında aşık olduğu kızı arayan bir genç, Yusuf…Aradığını bir düğünde görür ve peşine düşer. Kızın adı Butimar’dır. Ona ulaşmak için her yolu dener ve onu bulur. Bir araya gelişleri Yusuf’u mutlu eder fakat bir hırs ,delikanlıyı sevdiği kadını bile gözardı edecek kadar perdeler. Madde ve altın uğruna simya ilmine dadanan ve başına bu yüzden türlü felaket gelen genç adam ısrarla bu yoldan kendini men etmez ve sonu yalnızlığa varacak hatalarında mahkûm kalır.
Genel itibarı ile edebî ve tasavvufî olarak doyurucu bir eserdi. Yer yer tarihî, dinî, ilmî , fennî taraflarını da gösterip her telden insanın gönlünü ediyor. ‘Eyvallah bizi de unutmamış .” dedirtiyor.
Kitap bitince aklıma gelen son söz şu oldu :
“En çok seven öldürür sevdiğini”
Vesselam….
ButimarKaan Murat Yanık · Kapı Yayınları · 20153,948 okunma
Öncelikle bu eseri okuma grubumuz olan https://1000kitap.com/bidunyakitapgrubu grubumuzun efsane kategorisinden seçilmesi ile okuma fırsatı bulabildim.
Ahmede Xani 1651 yılında Hakkari'nin Hani köyünde dünyaya gelir bir süre sonra Doğubayazıta yerleşir ve orda yaşamını sürdürür.Xani Kürtçe diline olan ilgisi ile bilinip eserlerini Kürtçe yazmıştır bunun yanı
Bacak aramda bir güvercin ölüsü var anne
Şimdi bütün gökyüzü benim olsa n'olur
Sıtmalı akşamlardan biriydi
Yürüyordum sabıkalı kaldırımlarda
İlkin arkamda gürültülü adımlar duydum
Korkacaktım vaktim olsaydı
Evimi kim bu kadar uzağa koymuştu ya da ben neden bu kadar uzaklardaydım?
Yağmur çiseliyordu
Aylardan marttı
Günü sorma bana
Türk milliyetçiliğinin büyük mürşidi, Türk sosyolojisinin kurucusu, Türk halkbilimi çalışmalarının öncüsü, çağdaş Türkiye'nin fikir ve eğilimlerinin babası Ziya Gökalp, Cumhuriyet dönemi reformlarına ilişkin fikirlerini çeşitli yazı ve makalelerinin yanı sıra Türkçülüğün Esasları kitabında da açıkça ortaya koymuştur.
Türkçülüğün Esasları, Ziya