Ben de "Şeker Portakalı" olur, Zezé'yi şefkatle bağrıma basardım.
Bir kitap ol deseydin Tutunamayanlar olurdum Yine de uzatırdım elimi
Çox az qalıb Xocalıya qovuşacaqsan,Dürdanə ...
Ben oradan ayrılırken Hocalı’yla vedalaşmadım. Hocalı’ya “Şimdilik hoşça kal.” dedim. Çünkü “elveda” deseydim bu, onu bir daha görmeyeceğim demek olurdu. Hocalı’ma “Şimdilik hoşça kal.” dedim. Kendi azabım bir yana, Hocalı’yı kendi yavrusunu terk eden bir anne gibi terk ettiğime Allah şahittir. Keşke toprağından bir avuç alsaydım, keşke kapımızdan ufak bir taş alsaydım, onu ölene kadar saklar, koklardım. İnsan vatanın neresinde ne kadar mutlu yaşarsa yaşasın doğduğu yerin ve evin tadını hiçbir yerden alamaz.
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
Meslek derslerinden alındığımız imtihanlar büyük ölçüde tamamlandı. Sınav sonuçları açıklanan tüm imtihanlardan 9-10 almışım. Tamam artık, Kur'an okumadan da dokuz veya on alabilirsem il kadrosuna giderim diye düşünüyorum. En son Kur'an-ı Kerim sınavına gireceğim. Aldılar beni içeriye. Karşımda imtihan heyeti var. Heyet başkanı
Tipik bir faşizm distopyası.
“Durum şudur: Ben burada, ceza kolonisinde hâkim olarak atanmış bulunuyorum. Genç olmama rağmen. Çünkü eski kumandanın bütün ceza davalarında yardımcısı oldum ve cihazı da en iyi ben biliyorum. Benim karar verirken uyduğum ilke şudur: Suç daima şüphesizdir. Başka mahkemeler bu ilkeye uyamaz, çünkü birden çok başları vardır ve üzerlerinde de daha
O da bana çıkıştı: 'N'apsaydım, tek yol devrim!' Mi deseydim?!
O ilk şey yüzünden kocaman hayat ters gitmiştir. Boşa gitmiştir hayat. Çöpe gitmiştir. Ah, öyle demeseydim ne olurdu? Öyle davranmasaydım? Onu sevmeseydim? O işe girmeseydim? Risk alabilseydim ne olurdu? Risk almasaydım ya da? Beklemeyi bilseydim? Sabırlı olabilseydim? Spor yapsaydım, avokado yeseydim, sahilde bisiklet binseydim, adalarda faytonların kaldırılması için ses çıkarsaydım, çocukların eğitim hakları için çalışsaydım?
Sayfa 13 - Hikaye, Kalben, HATIRA ÜŞÜŞMESİ
Reklam