“Teslimiyet, yaşamın akışına karşı koymak yerine ona izin vermeyi içeren basit ama çok derin bir bilgeliktir.
Yaşam akışını deneyimleyebileceğiniz tek yer şimdi’dir, öyleyse teslim olmak şimdiki anı koşulsuz ve çekincesiz bir şekilde kabul etmek, olana içsel anlamda direnmeyi bırakmaktır. Olanı kabullenme sizi hemen zihinle özdeşleşmekten
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler
_Tanrı, ilk masondur. Masonlar
_Orospu çocuğu. Marques de Sade
_Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson
_Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
_Medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değillerdir bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi hukuk maskesini
Tarihe dönüp baktığınız zaman, o kaba akıldışı putperestliğin her çeşidinin arkasında cin-şeytanlarının aldatıcı ve yalancı oyunlarının yattığını artık açıkça görebilirsiniz. Gök cisimlerinin; Güneş, Ay, gezegenler, yıldızlar, sayısız nesne-obje putlar, mabetler ve türlü türlü büyücülük oyunları. Hepsinin arkasında saklanan aynı "varlıklar!" Bu oyun o derece komik ki; "put maskeli tanrılar", kendilerine ve hizmetkarları olan ruhbanlara kurbanlar boğazlatıyor ve yemekler ikram ettiriyorlar. Hint putları süt içerse, Babil putları niçin yemek yemesin! Tıpkı İsa ve Meryem heykellerinin ağlaması gibi!
‘’Çünkü insan denen mahlûkun en önemli özelliklerinden biri unutmaktı. İyiliği de kötülüğü de, acıyı da mutluluğu da, korkuyu da sevinci de unuturlardı. O yüzden aynı hataları tekrarlarlardı.’’
Elimde 502 sayfalık bir eser tutuyorum ancak içindeki bilgilerden bunun gibi 3 kitap daha çıkar. Ahmet Ümit’le 3 yıl önce ‘İstanbul Hatırası’ ile
Tarihe dönüp baktığınız zaman, o kaba, akıl dışı putperestliğin her çeşidinin arkasında, cin-şeytanlarının, aldatıcı ve yalancı oyunlarının yattığını artık açıkça görebilirsiniz. Gök cisimlerinin; Güneş, Ay, gezegenler, yıldızlar, sayısız nesne-obje putlar, mabetler ve türlü türlü büyücülük oyunları. Hepsinin arkasında saklanan aynı " varlıklar!" Bu oyun o derece komik ki; "put maskeli tanrılar", kendilerine ve hizmetkarları olan ruhbanlara, kurbanlar boğazlatıyor ve yemekler ikram ettiriyorlar. Babil putları, yemek yerse, Hint putları, niçin süt içmesin! Tıpkı İsa ve Meryem heykellerinin ağlaması gibi!
Selam️ Sabaa Tahir “Küller ve Kor / An Ember in the Ashes”
Pakistan asıllı Amerikalı yazar Tahir’in epik fantastik türündeki serisinin ilk kitabı “Küller ve Kor”
2020 yılında tüm zamanların en iyi 100 fantastik kitabı listesinde yer alan serinin, ikincisini de; önümüzdeki günlerde sayfamda bulabileceksiniz.
Alıntı; “Zorbalıktansa ölüm.”
Sayfa