Beni baya dağıttın be Usta!
Ne güzel adamlar var kalbi güzel kadınlara denk gelmemiş demekten alıkoyamadım kendimi.
O nasıl sevmektir be adam?
Fani bir insan böyle taparcasına,ölümüne sevilir mi?
Günümüz aşklarına(!)örnek olabilecek cinsten,keşke bende böyle sevilsem dedirten cinsten..
Kırmadan,üzmeden,masumane ve çocuksu bir sevgi bu seninki..
Leylasına leylim diye sevda dokunuşu yapan bir aşık Ahmet Arif...
Günümüzdeki aşklara bakıcak olursak her imkan olduğu için sevgi yeterince sade ve masum yaşanmıyor ne yazık ki...
Kitapta geçen sadeliği arıyor insan..
Aşk cidden anlatıldığı gibi eskiden çok güzelmiş dedirtiyor.
Ve itiraf etmeliyim ki,bir şair tarafından sevilmek, methiyeler duymak isterdim;)
Kalemine sağlık Leylâ'nın Ahmet Arifi...
Hepimize gerçek sevgi nasıl olur hissettirdin.
~~
Ahmed Arif'in Leyla Erbil'e duyduğu o saf ve temiz aşkını anlatan mektupların oluşturduğu etkileyici bir kitap.Okurken beni başka diyarlara götürdü.
Kitabı okuduktan sonra karşılıksız aşkın gerçekten var olduğuna inandım diyebilirim.Yalnız Leyla Erbil ne çektirmiş Ahmed Arif'e ya hu. :((
Okuyun derim okuyun sevgili kitap kurtları...
Şunu da söyle bırakıveriyim,Ahmet Arif'in sesinden..
youtu.be/pj5waG6a36A
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316.3k okunma
Senin sorunun, artık geçmişte kaldığı için geçmişin bir önemi yokmuş gibi hissediyor olman. Davranışlarının nasıl sonuçlar doğurduğunu düşünmüyorsun.
Yakın arkadaş grubu Annabel, Esther, Tanya ve Chloe en son 10 yıl önce görüştükleri eski bir arkadaşları olan Poppy’nin bekarlığa veda partisine davet edilmişlerdir. Lüks özel bir adada üç günlük bir tatil fırsatına hiç biri hayır demek istemez elbette. Fakat hepsinin aklını gençken Poppy ile geçirdikleri pek de güzel olmayan anıları kurcalamaktadır, bu davet onları çok hazırlıksız yakalar hatta şaka dalga amaçlı olduğunu bile düşünürler. Ölü Adam Koyu olarak adlandırılan adada efsane bir üç gün, birbirinden kötü ve korkunç sırları olan 5 kadın. Hangisi bu adadan istediği gibi dönebilecek.
Öncelikle başlangıç güzeldi, içine çekti konusundan merak ederek almıştım zaten. İlerledikçe sıkıldığım yerler oldu, 400 syf da biraz uzatılmış gibi geldi, tahminlerim doğrultusunda ilerledi genel olarak öyle efsane diyebileceğim bir plot twist belki en sonunda vardı diyebilirim.Buna rağmen gayet keyif aldım, karakterler beni deli etti, evet hepsinden şüphelenmedim dersem yalan söylemiş olurum çünkü arkadaşların haraketleri olsun sırları olsun fenaydı kimse masum değildi, tam bir karaktere ısındığımı hissettiğimde altından bir şey çıktı hep. Ne dostlar ama her neyse. Çok beklediğim gibi bayılmadım ama yine de oldukça beğendim şans verilebilir. Sonu da iyi bitti glb devamı gelecek. Açıkçası ikinci kitap için daha heyecanlıyım olacaklar bakımından, o sanki daha güzel çıkacakmış gibi bir his var içimde bakalım.
Kurban oyununda kadınların bin yıllık sessiz çığlığı üzerine.
27 Kasım 2019 Çarşamba
18:11
"Toplumun kadına hazırladığı yazgı genel olarak evliliktir. Kadınların çoğu evlidir, evlenip ayrılmış ya da dul kalmıştır. Evlenmeye hazırlanmakta ya da evlenmediği için dertlenmektedir."
Evlilik Çağı, Simone de Beauvoir
Merhaba!
Güngör Dilmen'in Kurban oyunu ve bazı meseleler hakkında konuşmak için