Distopik ve iç karartıcı bir dünya. Hukukun ve insanlık tarihinin en temel ilkelerinin altüst edildiği bir dünyada yaşayan Josef K.’nın hikayesi. Kafka kitabın içinde kelime oyunu da yaparak aslında kitabın kahramanının kendisini olduğunu açıkça belli etmiştir. Bu yüzden gözlemci bakış açısıyla yazılmasına rağmen aynı zamanda Kafka’nın iç dünyasının dışavurumudur bu eser. Kafka’nın tasvir ettiği bu dünyada hukukun ve adaletin en temel ilkeleri olan; masumiyet karinesi, adil yargılanma, mahkemelerin bağımsızlığı, suçun açıkça isnat edilmesi, savunma hakkı, aklanma hakkı, yargıçların bağımsızlığı ve mahkemenin her bir ögesinin görevi gibi temel ilkeler ve düsturlar bu dünyada adeta yok sayılmış ve rejimin ve diğer insanlardan üstün olanların istekleri doğrultusunda şekillenmiştir. İşte böyle bir dünyada aklanmaya ve hakikati ortaya çıkarmaya çalışan hikaye kahramanımız bu uğurda mücadele verdikçe bu dünyayı tanımaya başlamış ve bu karanlık dünyanın kahramanlarıyla bu dünyada aklanmanın mümkün olmadığının farkına varmıştır ancak bu farkındalık herhangi bir değişikliğe sebep olmamıştır maalesef. Kafka bu absürt romanıyla bizlere birçok hayati mevzuyu çarpıcı şekilde gösteriyor. Son olarak da hikayenin sonundaki kaçınılmaz sonun aslında insanlığın kaçınılmaz sonu olduğunu anlıyoruz.
DavaFranz Kafka · Karbon Kitaplar · 201753,1bin okunma
Hasan Ali Toptaş birilerini taciz etti mi etmedi mi bilemem ama toplumda olayın çok yanlış algılandığını bizzat gördüm.
Öncelikle hakkındaki yanlış algıyı düzeltmek gerek. Olaylar şöyle oldu bakın sırayla;
1- Hasan Ali Toptaş röportaj yaptı ve genç çevirmenleri ağır şekilde eleştirdi.
2- Anonim bir profil Hasan Ali Toptaş'ın bu röportajına
"Diva'nın kim olduğu değil önemli olan. Önemli
olan babasının, yani dedemin gelin kızı ya da bir başkasını öldürmüş olması. Senin aileni, senin halkını katletmiş olması. Bu noktada masumiyet karinesi işlemez. Bana her bakışında ölülerini göreceksin. Yüzleşmek, hesaplaşmak istediğin her şey bende somutlanacak. İstemesen de, reddetsen de böyle olacak. Olmasa bile ben senin böyle düşündüğünü hissedeceğim içimde. Bu toprakların her köşesinde ölüler çıkacak karşımıza ve her seferinde ben yargılanacağım. Hayır deme, bir şey söyleme, ben senin yanında sürekli suçlu kalacağım, sen suçlamasan bile."
ilk ve son kez gördüğümüz insanlar;
aksi ispat edilmedikçe benimdir,
ilk ve son kez işlediğimiz günahlar kadar
her gün geçtiğimiz,
ama hiç gitmediğimiz
o yerlerdeki kovulmuşluk hissi
bunu en kötü kim anlar
ben mesela
bütün fidyelerin rehinesi
gözümün gördüğü her yer çok dar
tek şansım konuyu bilmemenin masumiyeti
sonra bir oğul daha babasını andırır
kanepeler çekilir, bir yüzük daha bulunur
sorarım; neden bütün keskin nişancılar kekeler?
ben neden sinirli birisi olurum, ki benim sinirim
renklilerin arasına karışmış beyaz bir gömlektir
ölümün rengi çıkar, yine de giyerim
bilmediği her şeyi bana öğreten ömrüm
kriz zamanı ilk kısılan arkadaşlar gibi
evde yapılmış bir sona hazırlanıyor
gardımı da koşarken düşürmüşüm bir yerlerde
tanrım, kendini elden çıkarmak ne zor...
Her etki kendi tepkisini doğurur. Zıtlar birbirini tamamlar…Bugün Avrupa’da tanrı buyruğu kadar güçlü hüküm süren Masumiyet Karinesi, çatılmış binlerce odun istifinin üzerinden yükselen saf ruhlara selam durmaktadır.
1789 öncesi işkenceyle ifade almak Kilise hukukunun olan soruşturma usulüydü. Suçu itiraf etmemenin kendisi “suç”tu. Bu belirli andaki formel durumun reddiyeleri doğdu ve ihlallerden yeni norm doğdu: susma hakkı, masumiyet karinesi, işkence yasağı vb..
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_
_Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir.
_Önerme Türleri_
_1- Nitelik bakımından:
Genellikle gazeteler suçlu gibi görünen birini yakaladıklarında, hemen o kişiyi gerçek suçluymuş gibi sunarlar. Okuyucuların da anlatılanları olduğu gibi kabul edip doğrudan inanmak gibi bir alışkanlığı vardır. Ve eğer sonunda o kişinin masum olduğu ortaya çıkarsa insanlar hemen polise veya yetkililere saldırarak insan hakları ihlali ya da işkence yapıldığı konusunda yaygara çıkarmak isterler.