"Why can't we be friends now?" said the other, holding him affectionately. "It's what I want. It's what you want."
But the horses didn't want it -they swerved apart; the earth didn't want it, sending up rocks through which riders must pass single file; the temples, the tank, the jail, the palace, the birds, the carrion, the Guest House, that came into view as they issued from the gap and saw Mau beneath: they didn't want it, they said in their hundred voices, "No, not yet," and the sky said, "No, not there."
`Işqê ko bidin bi yek du erwah
Peyweste divê bi hev bin eşbah
Can û cesedan ko ittihad in
We-l-ma`u lehu l-mizacu bi-r-rah
wesla te li can û dil heyat e
Men zaqe merarete n-newa tah
Bugün bitirdiğim, okurken çok keyif aldığım, bilim kurgu türünde bir eser Mau. Turgay Bey’in ilk kitabını okumuş olmama rağmen kaliteli bir yazar olduğunu kabul etmeliyim.
Mau, bir bilim kurgu romanı evet ancak alt metinde yazarın ilettiği onca şey var ki… Olayların oluş nedenini gözler önüne serdikçe yazar, okur farkına varıyor her şeyin. Tek bir nedenin bir varlığın hayatında ne büyük izler yarattığının, insanoğlunun bencilliğinin ve yine insanoğlunun vurdumduymazlığı hep alt metinde okur tarafından fark ediliyor. Ama en acıklı kısım, ütopik bir gezegen ve yaşamın sırf bencil istekler uğruna distopik bir yaşama evrimleşmesi ve belki de bunun sonucunun sadece bir yer ile sınırlı kalmaması…
Onca olayın anlatılması hem o kadar heyecan verici hem de bir o kadar yalındı ki, okurken zorlanmak şöyle dursun; üçlemenin diğer iki kitabı da keşke basılı olsa ve hemen okusam dedim. Ayrıca Dünya’da yaşanan olaylarda yaptığı vurucu tespitlerle gerçekleri tekrar ve tekrar gün yüzüne çıkarırken, bu ve buna benzer herhangi bir olayın yaşanması halinde, senaryo edilen her şeyin birebir yaşanacağından hiç şüphem yok.
Bunların yanı sıra yazar, yarattığı karakterler ve kurgunun işleyiş biçiminden dolayı, daha başlarda kitaba ve olaylara hızlıca adapte olmamızı sağlıyor. Bir bölümde Mau evreninde doğa yaşamında bulurken kendimizi, bir bölüm sonra Dünya'nın o buhranlı kentleşmesinde buluyoruz. Bazen ise ikisinin de dışında bir yerde…
Çok severek okuduğumu yinelemek istiyorum ve bilim kurgu sevenlerine içtenlikle öneriyorum.
Yazarın kalemi daim, okuyucusu bol olsun.
- Bizim uygarlığımızda tek bir inancımız var, o da iyilik ve barıştır Talu. Herhangi bir yaratıcının bundan fazlasını isteyebileceğini düşünmüyor, kabul etmiyoruz.
İnsan yeni kurulmuş bir kasabada işlenen bir cinayeti nasıl anlatır? Ruhun katli diye mi? Nereden başlar insan?
Tıpkı bu satırlar gibi ben de cümlelerimi toparlamakta, Kan Çiçekleri 'ni nereden anlatmaya başlayacağım konusunda zorlandım. Ilmorog, Kenya' nın kuraklığa, kendi kaderine terkedilmiş yalnız, ücra bir köyü.Ilmorog
Karanlık tarihimizden öğrendiğimiz en önemli gerçek, güç arzusunu ortaya koyan bir bireyi yönetici yaptığınızda onun acılara sebebiyet vermesinin kaçınılmaz olmasıdır.
Güven tereddüdün arkasına saklandığında hayal kırıklığı yaratırdı. Gerçekten sevdiğiniz ve değer verdiğiniz bir insan sizden ona güvenmenizi istiyorsa tereddüt etmemeliydiniz.
Duyguların günlük yaşamı olumlu etkileyebilmesi için günlük yaşamın olumlu hale gelmesi gerekir üstat. Öyle bir olumluluk hali beraberinde sevgi ve huzur getirir.
Merhabalar
Arslan Talu Turancı 26 yaşında genç arkeolog, Oxford üniversitesi'nin arkeoloji bölümünden mezun olmuş yüksek lisansını tamamlamış doktorasını yapıyor. Bir taraftan da farklı kazı alanlarında çalışmalarını sürdürüyor, İstanbul'a gelerek sarnıçta araştırmalar yapıyor, en son 17 sene önce henüz 9 yaşındayken sarnıçta
Hayat sadece adaletin olduğu yerde başarıya ulaşamaz oğlum. Katlanılamaz acılar üzerine kurulu bir yaşam başarısız olur. Aileni korumak da insanları korumak kadar önemli.