Bu sabah ayılmak için değil de sigarama eşlik etmesi için kahve aldım ve oturdum. Bir s.kim anlamadığım fakat izlediğim NTV haberlere bakıp americanomu içerken, Çakır gözlü bi hatunun Vogue dergisinden fırlamış bakışlarına maruz kaldım. İlk baktığında çok umursamadım, ama bakmadığım halde mavi gözleri belli oluyordu, arkasını dönmesi yeterliydi gözlerinin renginin anlaşılması için. Sonraki bakışında benim gibi bir denyoya neden baktığını düşündüm, ya da birine benzettiğini. Tekrar baktığında gözünün içine bakmak gafletinde bulundum ve kendimi bir savaş fotoğrafçısı gibi hissettim. Gözleri bütün Mezopotamya gibiydi. Aklıma, sürgün zamanlarımda Sibirya'da birlikte taş ocağında çalıştığım kırım bölgesinden dostum benimle aynı zulüm yerine düşen sevgili dostum aleksei geldi. Aleksei'nin gözlerine nazaran bu gözler çok daha parlak bir maviydi ve sanki her şeyi görebiliyor, bakmadığı noktaya da tesir ediyor gibiydi. Her ne kadar arkasına dönmeye devam etse de, gözleri bırakıp NTV haber izlemeye devam ettim. Bunu yalnız serümen biliyordu.