Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1950
“Bazen madenî olduğumu düşünüyorum.”
Sayfa 87 - mavi köpeğin gözleriKitabı okudu
Reklam
Yağmurun dindiğini ve etrafımızın sessizlikle, huzurla, derin ve gizemli bir mutlulukla çevrili olduğunu ancak o zaman fark ettim; ölüme oldukça yakın bir kusursuzluk hali olmalıydı bu.
Sayfa 143Kitabı okudu
İlk kez bomboş kalan bahçemizi, duvara sımsıkı tutunarak annemin anısını yaşatan yasemin sarmaşığını gördüm. Beline sırtını rahatlatsın diye bir minder koymuş halde sallanan sandalyesinde oturan babamı ve onun yağmurun labirentinde kaybolmuş, hüzünlü gözlerini gördüm. Dünyanın paslanmış ve yağlanmamış ekseninde dönerken çıkardığı kadim gıcırtıdan başka hiçbir şeyin duyulmadığı, müthiş bir sessizliğin hakim olduğu ağustos gecelerini hatırladım. İçimin aniden bunaltıcı bir kederle kaplandığını hissettim.
Sayfa 137Kitabı okudu
“Bu” korkunç fikir işte o zaman aklına düşmüştü. Ustura hareket edip de ikiz kardeşinin soluk ve dünyevi çehresi ortaya çıktıkça adam bu cesedin kendisinden çok farklı olmadığını, kendisiyle aynı kaynaktan doğduğunu, kendisinin bir tekrarı olduğunu hissetmeye başlamıştı. Aynadaki görüntüsünün ebeveynleri tarafından çekilip çıkarıldığını ve gördüğü şeyin ayna karşısında tıraş olan kendi yüzü olduğunu düşünmeye başlamıştı.
Ama ölümü öylesine kabullenmişti ki hayatta olsa bile teslimiyetten ölecekti.
Reklam
“Anlayalı çok oldu ,”dedi kadın,”ama kendi kendimi ikna etmeyi biraz önce başarabildim.Erkeklerden tiksiniyorum”
Yüzünde hüzünlü bir ifade vardı. Bıkkın ve hoyrat bir hüzündü bu.
Aynayla Sohbet
Aptal bir çocuk gibi aynanın karşısına geçip ağzını yüzünü oynatmak tuhafına gitmişti. Yine de herkesin ayna karşısında benzer hareketlerde bulunduğunu düşündü ve kızgınlığı daha da arttı, çünkü herkes aptalsa kendisi de onlardan aşağı kalmıyordu.
Reklam
Başka bir dünyaya doğru düşüyordu - akıllı hayvanların yanlışlar ve saçmalıklarla dolu dünyasına.
Aşina Ruhlar
Birbirine derinden bağlı bu iki ruha kafa yorduğu sırada olağanüstü, beklenmedik bir şeyin gerçekleşeceği içine doğdu. İki bedenin mekânsal ayrılığının hemen hiç belli olmadığını, ikisinin de tek bir bütünleşik ruhu paylaştığını düşündü.
“Huzurunu en çok kaçıran şey de bu korkunun herhangi bir temele dayanmamasıydı; benzersiz, sebepsiz, hiç yoktan var olan bir korkuydu bu.”
Ekitap
“Uykusuzluğun, derisinin altına ve kafasına yayılıp ateşini yükselttiğini, saç köklerine kadar yandığını hissederek çaresizliğe kapılıyordu.”
Sayfa 150 - Ekitap
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.