Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Vesile olma iletisi:)
! Bu bir alıntı değil tecrübe paylaşımıdır. Uzun yazı okumayı sevmeyenler burada ayrılabilir. - Şahsi umreye gitmek isteyenler yada tura parası yetmeyenler icin 10 günlük ilk umre tecrübemi aktarmak istedim. بسم الله الرحمن ‏الرحیم Umreye gitmeyi Niyeti alıp besmeleyi çektikten sonra uygun bilet arayışına giriyoruz. Şuan için takip edersiniz
Dünyanın kapıları kapalı şimdilik. Ör kozanı. Bırak çekip gitsin arkasında "Kaderim" yazılı o mavi minibüs.
Yokuşa Akan Sular
Yokuşa Akan Sular
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu
Reklam
Mavi Minibüs
Çok soğuktu hava. Islak kaldırıma çöktü iki büklüm kalın mantosuyla. Karşıdan gelen adamın kır saçlarını gördü. Yanına oturdu, adam bir sigara uzattı yapısı gibi ince ve narin elleri ile kakaolu olsa gerek. Kendi de yaktı bir nefes çekti sigarasindan -eee? Dedi kadına bakarak. Yağmurdan ıslanmış parke taşlarına gözünü dikti kadın. -Bunun gibi işte, bu yanılgı dedi küçük kırmızı dudaklarıyla kadın. Yağıyor ama yağmıyor gibi. Aaa bu arada ressam olmalısın ellerine boya bulaşmış biraz da gömleğine diye ekledi. -Eee? Dedi yine. Zarif ses tonuyla gözlüğünün üstünden bakarak -sigaram bitiyor çok oturma burda, benim bu otobüsü kaçırmamam gerek. Bugün günlerden neydi? Gülümsedi kadın sadece, kısılan gözleri anime suratıyla -bu mahallede oturuyorum ben. Son otobüslerde burda olurum genelde. Adam mavi minibüse yöneldi şapkasını düzelterek. Sahi adı neydi kadının? adını sormayı unuttum, neyse yarın sorarım diye mırıldandı koltuğuna yerleşirken.
What A Wonderful World
Odamın perdelerinden içeri girmeye çalışıyor ay. Başımı çevirince, sertçe kesilip fırlamış bir tırnak parçası gibi görüyorum onu. Hemen gözlerimi kapatıp yastığın altına saklanıyorum. Sabah olmak üzere, bir an önce ayakkabılarımı görmek istiyorum. Üç ay oldu ayakkabılarımı giymeyeli. Dolabın üzerinde duruyor pembe ayakkabılarım. Bağcıklarını
Bildiğimiz Kadar Kişisel
Sulu boya resimlerde olur daha çok, uzaktan baktığınız zaman tam şurada kırmızı şapkalı, beyaz elbiseli bir kadın var dersiniz. Yaklaştığınız zaman birbirine karışmış renkler ve fırça izleri görürsünüz! Fırçayı eline verdiklerimizin bıraktığı izleriz belki de? Sinirli kuru ellerin çizdiği bir tablonun köşesinden mi bakıyoruz dünyaya? Tekneyi
HERKESİ AĞLATABİLECEK BİR HİKAYE..
Bizim çocukluğumuzda var yoktu yok vardı. Ne istersek yok. Kıtlık döneminde büyümüşüz anne babamız. Bizde onların kıtlıklarını yaşadığı döneme denk geldik. Ne istersek yok, pantolon al diyorum mesela, yok diyor. Oyuncak al, kendin yap diyor. Çamurdan oyuncaklarımı yaptım. Babamın iç cebini çıkarıp içine yün doldurup top yaptım. Onunla oynadım.
Reklam
Bankta oturmuş denizi seyrediyordum. Aniden minnak bir minibüs belirdi. İçinde daha önce hiç karşılaşmadığım mavi yaratıklar. Yoldan geçen bir adamı ensesinden tutup araca fırlattılar. Uzaylılar tarafından kaçırılma olayını hiç böyle tahmin etmemiştim. Çok hayret bir olay.
Sekize Yirmi Var
Saatin sürekli aynı zamanı gösterdiği istasyondayım. Sekize yirmi var! Yorgun akrep ve yelkovan birbirlerinin üzerine yığılıp kalmışlar öyle, önce hangisi “benden bu kadar” dedi acaba? Uzayıp giden tren raylarına bakınca, hüzünlü, siyah beyaz yaşanmışlıklar, çocukça şeyler geliyor aklıma Çınar ağacının yanında bir çeşme vardı, naylon kalınca
HER ŞEYİ BIRAKIP GİTMENE DEĞDİ Mİ? Gökyüzünde Akşam yıldızı parlıyordu. Kenarında yürüdüğüm nehrin menderesler çizerek yittiği ufukta, gökdelenlerin bazı katları akşamın karınlığından ayırt edilmezken, kimi sarı, kimi beyaz ışıkla dolu olan katlar ise, asılı bir pencere izlenimi uyandırıyordu. Maskemi çıkardım ve derin bir soluk aldım. Yarım
Kısa öykü AYŞE
İlk defa böyle bir etkinliğe katılıyorum amatörün amatörüyüm AYŞE Köyde savaşın sona erdiğine inanan yoktu ama, bir yandan da kimse sabah kahveye gidip eski gazeteleri okuyan öğretmeni dinlemiyordu. Ne günler yaşamışlardı, Moskof gelip uzun menzilli toplarla büyük kenti bombalayınca herkes taşıyabildiği ne varsa alıp
Reklam
Ona hergün ratlardım kuyruğun bir ucunda Bir minibüs parası sımsıkı avucunda Uykusuna doymamış kırpışan gözleriyle Anlarsa baktığımı başı inerdi öne
Sevil OKUR Paylaşım ×××××××××××××××××××× AĞLAYAN ÇOCUK ÇİKO'NUN TUHAF ÖYKÜSÜ... Bir zamanların en popüler resimlerinden biriydi ağlayan çocuk... Hemen her yerde karşımıza çıkan bu tablonun çok ilginç ve bir o kadarda tuhaf öyküsü var. 1980'li yıllarda Türkiye'de minibüs camlarını, dükkanları ve evlerin duvarını süsleyen "Ağlayan
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.