Ben ona, sıkıntılı güz günleri içinde
Yedi renkli yaz yağmurları dilemiştim
Kırmak istememiştim duygu filizlerini.
Büyük bir ustalıkla susturup içimdeki uğultuyu
Rüzgarını olanca yumuşaklığı ile salmıştım üzerine
İncinmesin diye tek, acıyı bile tersyüz eden
İncelikli bir gülümsemeyle yüzümde.
Ben ona, gittikçe soğuyan zamanlarda
Sıcak
"POLAT ONAT VE 'SON' SESSİZLİĞİ"
Mühür Kitaplığı’nca yayımlanmış ‘Son’ adlı bir şiir kitabı var elimde. Şair Polat Onat’ın ilk kitabı. Dönüp dönüp okudum kaç kez. Bazı dizelerini de günlüğüme iliştirdim.
Sözcüğün anlam kaygısından çok, şiir ve şiir dili içinde nasıl yer kapladığını gözeten bir şairle karşı karşıyayız. İmge ve
Hayatım her gün kazandığım yeni yalnızlıklar la zenginleşiyor. Ancak bütüne oranla devede kulak kalan bu zenginleştirme çabasına zaman zaman acıyorum. O kadar miniminnacık duruyor ki öbürlerinin yanında: Önemli olmaktan ziyade sevimli.
Mesela dün saç tokalarımdan birini kaybettim. Bir süre telaşla arandım durdum. Odadan odaya, dolaptan dolaba gidip geliyordum. El çarkala rının, kol çantalarının, etajerlerin, çeşitli boy ve yapıda kutuların içini karıştırdım. Aman Allahım!..
Ne kadar çok saç tokam varmış benim.
Benim ne kadar çok el çantam, kol çantam varmış.
Bunların içinde, üzerinde küçük mavi-pembe mineli çiçekleri olan saç tokam kayboluvermiş.
Nedense ona pek önem verirmişim.
İşte bu küçük eşyanın beni yalnız bıraktığı gün. Onun benden, benim ondan kurtulduğum gün, böylesine miniminnacık bir yalnızlık daha edinmiş oldum. Kim bilir içimde daha nice saç tokaları, nice el-kol çantaları çöreklenmiş yatıyor.