Fakir bir ailenin çocuğu olan beş yaşındaki Zezè hemen her şeyi tek başına öğrenir ve hep yaramazlık yapar. Ailesiyle başka bir eve taşınır ve o evin arka bahçesinde bir Şeker Portakalı fidanını arkadaş edinir, ona "Minguinho" adını verir ve ona günü boyunca yaşadığı olayları anlatır. Zezè okula başlar ve sınıfın en çalışkan öğrencisi olur. Ama hep hinlik ve yaramazlık yaptığını için sürekli ailesinden dayak yer. Onu seven on beş yaşında Glória adında ablası var. Zezé Manuel Valadares adında bir portekizliye yaptığı yaramazlıktan dolayı ondan dayak yer ve ondan çok nefret eder. Ama bir süre sonra bu Portekizlinin Zezé'ye yaptığı iyilikten dolayı arkadaş olurlar ve çok yakınlaşırlar. Hatta Zezé onu öz babasından daha fazla sever. Zezé onu "Portuga" diye çağırır. Bir gün Portuga kaza ile ölür ve Zezé çok büyük bir şok geçiririr ve hastalanır. Minguinho'yu da belediye, sokakları genişletmek için keseceklerdi. Bir süre sonra Zezé daha iyi olur ama Portuga'yı hatırlayınca ağlar. Portuga'nın hatırasını bir türlü unutmaz...
Bu kitap gerçekten çok mükemmel bir kitap. Etrafımdakiler okuyor diye ben de merak edip okumaya başladım ve kitap beklediğimden daha da güzel çıktı. Gerçekten çok etkileyici bir kitap, beni çok etkiledi. Özellikle Portuga'nın ölümü ile Zezé'nin buna tepkisi beni çok duygulandırdı. Bence bu kitap hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biridir. Hala onu okumayan biri varsa eğer kesinlikle en kısa sürede okumasını tavsiye ederim.